Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
238
aşık ve maşuk, Severken hesap bilmezler! Çünkü onlar, ticaret erbabı değil, O yolda, Ya viran ya da imar olacak harabat yolcularıdır! Derda Yuşa / 13 temmuz 2021
"Dünle avunmak , yarının kaygısına gömülmek yerine , içinde bulunduğun an'ı fırsat telakki et. Vakit kılıç gibi keskindir. Zamanın izafiliğini kabul et , zaman kaydıyla kayıtlanmaya bak. Zamanın bilincine sahip ol.Geçmiş ve gelecek zaman , dervişin umrunda olmaz. Yani hallere mağlubiyet yerine , hallerin sahibine katılmayı esas al. Temkin erbabı ol.Temkin sahibi bir inip bir çıkmaz. Neden? Sürekli ve yerleşik bir makama ulaşmıştır da ondan. Yolda değildir , menzile varmış , oturacağı yere oturmuştur. Temkinle kastettiğim , kula açılan ölümsüz gerçeğin perdelenmeden hep parıldamasıdır. Kendi zamanını tam görmek istiyorsan ona uzaktan bak , zamanın önüne geç ya da üzerine çık. Zamanı kendilerine uyduran büyüklerden ol. O nedenle gerçek âşık , hallerin emiridir ; hallere hâkimdir.O hale kapılıp kalma , hale mahkum olma.Nurlu , parlak olan üstün varlığa kul , köle ol."
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
Tedbîrini terk eyle takdîr Hudâ’nındır Sen yoksun o benlikler hep vehm ü gümânındır Birden bire bul aşkı bu tuhfe bulanındır Devrân olalı devrân erbâb‐ı safânındır Âşıkda keder neyler gam halk‐ı cihânındır Koyma kadehi elden söz pîr‐i mugânındır Meyhâneyi seyretdim uşşâka metâf olmuş Teklîf ü tekellüfden sükkânı muâf olmuş Bir neş’e gelip meclis
Eşcinselliğini gizlemeyen, hatta bununla her fırsatta övünen Fâzıl’ın aşk maceraları da kitabın devam bölümlerinde ortaya çıkar. Sarayda üç büyük aşk yaşar. İlk aşığının ismini vermektense nedense çekinir. Eşcinselliğini gizlemeyen, hatta bununla her fırsatta övünen Fâzıl’ın aşk maceraları da kitabın devam bölümlerinde ortaya çıkar. Sarayda üç
youtu.be/38ajaoizweg Tedbîrini terk eyle takdîr Hudâ’nındır Sen yoksun o benlikler hep vehm ü gümânındır Birden bire bul aşkı bu tuhfe bulanındır Devrân olalı devrân erbâb‐ı safânındır Âşıkda keder neyler gam halk‐ı cihânındır Koyma kadehi elden söz pîr‐i mugânındır Meyhâneyi seyretdim uşşâka metâf olmuş Teklîf ü tekellüfden sükkânı muâf olmuş Bir neş’e gelip meclis bî-havf u hilâf olmuş Gam sohbeti yâd olmaz meşrebleri sâf olmuş Âşıkda keder neyler gam halk‐ı cihânındır Koyma kadehi elden söz pîr‐i mugânındır Ey dil sen o dildâre lâyık mı değilsin ya Da'vâ-yı muhabbetde sâdık mı değilsin ya Özrü nedir Azrâ’nın Vâmık mı değilsin ya Bu gâm ne gezer sende âşık mı değilsin ya Âşıkda keder neyler gam halk‐ı cihânındır Koyma kadehi elden söz pîr‐i mugânındır --
Şeyh Galip
Şeyh Galip
Hazretleri
Allah’ü Teâlâ’nın Kullarına Tavsiyeleri
01- Musa Aleyhisselâm Allah’ü Teâlâ’a “Rabbim seni nerede arayayım?” dedi. Allah’ü Teâlâ “Zayıf ve dünyayı terk etmiş kullarımın kalbinde ara” buyurdular. 02- Musa Aleyhisselâm “Ey Rabbim! Hangi kulun senin katında şereflidir?” diye sordu. Allah’ü Teâlâ “Bir kötülüğü yapmaya gücü yettiği halde yapmayan, beni hatırlayarak ondan vazgeçen kulum”
Reklam
İlim ve edebiyat meclislerinde söz söylemek hakkı, hiç şüphesiz erbâb-ı kemâle aittir. Her devirde söz; âlim, vaiz, şair, âşık gibi hüner erbâbı tarafından irad edilmiştir. Kutadgu Bilig, Divân-ı Lügati't-Türk, Atabetü'l-Hakâyık, Divân-ı Hikmet gibi İslâmiyet sonrasından günümüze ulaşan ilk eserlerimizde de sözün nerede kimler tarafından söylenip söylenmeyeceği hususu üzerinde özellikle durulduğu görülür." Hatta nasihatnâme, siyasetnâme, seyahatnâme, tarih, şiir türündeki eserlerde bu bahse ayrı bir ehemmiyet verilerek kısımlar açılmış ve sözün tesiri, işlevi hakkında fikirler ifade edilmiştir. Söz, ehline intikal edince dinleyenlere düşen süküttur. Yani “Bişnev”, yani sus, yani dinle. Süleyman Nahifi de Mesnevi'nin üçüncü beytini lisanımıza aktarırken “İhtisâr üzre gerek söz vesselâm” buyurur. Bu tercih, aslında bütün bir söz ve meclis adabını içinde barındırdığı gibi cüz'ü olduğu medeniyetin hayat tarzını da verir. On dokuzuncu asra kadar bu kaideye riayet edilmiş, fakat matbuatın yaygınlaşmasıyla birlikte bir yerde söz gazeteye, mecmuaya, en nihâye de sokağa düşmüştür.
Şeyh Galib Hazretleri Tedbîrini terk eyle, takdir Hudâ’nındır Sen yoksun o benlikler hep vehm‐ü gümânındır Birden bire bul aşkı bu tuhfe bulanındır Devrân olalı devrân erbâb‐ı safânındır Âşıkta keder neyler gam halk‐ı cihânındır Koyma kadehi elden söz Pir‐i Mugân’ındır Meyhâneyi seyrettim uşşâka matâf olmuş Teklîf ü tekellüften sükkânı muâf
83 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.