Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Her seçiş bir vazgeçiştir. _Sonunda kendim olabilmek için, değişiyorum. _Ezilenler arasında din adamı yoktur. Din adamları, ezen sınıfların asalaklarıdır. _Oy verdiğiniz hükümet soykırım işlerken siz kurban değilseniz, o zaman kesinlikle işkencecisiniz. _Hepsi birden aynı şeyi düşünmeye neden bu kadar önem veriyorlar. _Düşünmek için zaman
Keder ve boyun eğme Hayır, kitleler masum aldatılmışlar değil, bir noktada, belirli bir dizi koşul altında faşizmi istediler. Açıklanması gereken, tam da kitlelerin bu sapkın arzusudur. -DELEUZE VE GUATTARI Güç sahibi olanlar hükmedebilmek için, dönüşümü mümkün kılacak güçleri sürekli olarak bastırmaya ve denetim altında tutmaya ihtiyaç duyar.
Sayfa 59
Reklam
yaşıyorum, öyleyse suçluyum_
"asıl sorun... kurtulanın, düşünen bir varlık olarak, kendisinin suçlu olmadığını gayet iyi bilmesidir, mesela ben de onlardan biri olarak kendi adıma bunun farkındaydım. Ancak, hisseden bir varlık olarak bu kişi, insanlığının kendisini suçlu hissetmesini ve suçlu olmasını zorunlu kıldığını da bilir... asıl sorun budur. Pek çoğu, insanın gözleri önünde olmak üzere, milyonlarca kişi feci şekilde yok edilirken son derece şanslı olan kişi suçluluk duymadan toplama kampından kurtulamaz... Kamplarda kişi yıllarca gün be gün diğerlerinin yok edilişini izlemeye mecbur bırakıldı, _talihli olmasına rağmen_ buna dur demesi gerektiğini hissederek, çoğu kez katledilen kendisi olmadığı için duyduğu memnuniyetten ötürü suçluluk hissederek
“Buradayım, çünkü benim yerime bir arkadaşım, bir tanıdığım, meçhul bir kişi öldü."Kitabı okudu
Asıl Soykırım Budur:
“1944 Sürgünü sonucunda Kırım’da yaşayan Tatar Türkü sayısı sıfıra indirildi. Nüfus sıfırlandığı gibi Kırım Tatarları’nın izleri de silinmeye çalışıldı. Kırım’daki bütün kitaplar toplatılarak yakıldı. Kitaplarla ilgili hiçbir ayrım gözetilmedi. Lenin’in, Stalin’in kitapları dahi yakıldı. Kırım’ın tarihi hakkında hiçbir kitap kalmadı. Şehir, yol ve coğrafi isimler, hepsi Rus isimleri ile değiştirildi. Camiler ve mezarlıklar tahrip edildi. Mezar taşları inşaat işlerinde kullanıldı. Bu durum gösteriyordu ki Kırım Tatarları’nın bölgeden ayrılması yeterli değildi. Onların izleri de tamamen silinecek ve bir daha Kırım’a dönmelerine izin verilmeyecekti. Aslında soykırım, tam da bu olsa gerek. Topyekün ne varsa yok etmek...”