Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evvelce gidenlere selam olsun
Beden olarak çatışmadaydım ama beni asıl götürenin ruhum olduğunu biliyordum. Ruhumu besleyen ise iman, inanç, kader, azim, vatan sevgisi, bayrak sevgisi veya millet sevgisi ne derseniz deyin. Bu sevgi kanla, terle, barut kokusu ve canla sınanmaktaydı.
Reklam
... Savaşın, asıl gıdasını kahramanlık, vatan sevgisi gibi, maalesef ilkel kabul edilmeye başlanan duygulardan aldığını unutuyor.
Sayfa 121
"Gözüm nûru kardeşim Ahmed Efendi, Binlerce özlemle selâmlar ve hayır duâlardan sonra bildirmek ve anlatmak istediğim şey şudur: Benim cânım, ne hâl ve ne âlemdesin? Yani demek isterim ki insan dünyâda oldukça dert ve elemden kurtulamaz. Sen, o dert ve elemden cezâ ve korkuda mısın; yoksa sabr-l cemilde misin? Yâhûd dert içinde dermânı
Almanya tehlikeli bir ülkedir. Sosyalizm maskaralıklarının orada alıp yürümesi yarın Almanya’yı yeni gelişmelerin eşiğine atacaktır. Adolf Hitler durup dururken değil, büyük ve kültürel bir millete karşı İngiltere ve Fransa’nın ahmakça siyasetleri yüzünden ortaya çıkmıştı. Bugün de başka bir Adolf un, Adolf von Thadden’in başkanlık ettiği
Bir an için, bir komünistin de, marksist prensiplere rağmen, bir insan olarak kalbinde vatan sevgisi duyabileceğini kabul edelim. Ama, buna rağmen, Nazım Hikmet'in kalbinde Türkiye'nin hasretini duymuş olabileceğini kabul etmek yine mümkün olmaz. Çünkü o, Türkiye'den kaçıp Moskova'ya ayak bastığı zaman, Moskof topraklarının asıl vatanı olduğunu bütün dünyaya ilan etmişti. Asıl vatanında bulunan bir insan, başka bir vatanın hasretini, hem de şişirile şişirile yazıldığı derecesiyle, nasıl duyabilir?
Reklam
' Karıncalar bozulan yuvalarından niçin kaçarlar, nereye kaçarlar, kimi niçin ufacık parçaları, yumurtaları, ölmüş olanları sürükler götürür, kimi de niçin acele acele yuvadan içeri girmeye çalışır?.. Niçin birbirleriyle itişip kakışırlar, dövüşürler? Bunları anlamak nasıl zorsa, Rus milletinin de Fransızlar çekilip gittikten sonra, bir zamanlar Moskova denilen yere neden akın akın döndüklerini anlamak da öyle zordur. Yalnız, darmadağın olmuş yuvalarının çevresinde kaynaşan karıncalara bakınca, yüzlerce karıncanın didişmesini, uğraşmasını görerek, yuva istediği kadar dağılsın, onun asıl kuvveti olan şeyin hâlâ durduğunu nasıl anlarsak, ekimde Moskova'da da öyleydi. Ortada ne hükümet vardı ne kilise ne papa ne zengin ne de ev; öyleyken, Moskova ağustosta neyse yine oydu. Herşey yanıp yıkılmıştı ama o anlaşılmaz, zorlu, ortadan kaldırılmaz şey olduğu gibi duruyordu. '
Sayfa 516Kitabı okudu
TÜRK TARİHİ ARAŞTIRMALARI 20 Eylül 1971 tarihiyle Kültür Bakanı Talât S. Halman’dan resmî bir yazı aldım. Basılı olan ve başkalarına da gönderilmiş bulunan yazı aynen şöyledir: Sayın Nihâl Atsız, Kültür Bakanlığının yayın programından ilki, kültür eserleri konusunda üç yeni diziyle başlatılacak, bu dizileri, çeşitli kültür ve sanat dallarında
45 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.