Cannetti’den bir alıntı daha yapalım: "Birine şöyle demek çok güzeldir: Seni hep seveceğim. Ama insan gerçekten bir de böyle yaparsa." Evet, sanırım aşk, hep böyle yapacağımızı sandığımız ama hiçbir zaman yapamadığımız akıldışı yaşantısı insanın.
Küçücük hayatlarımıza yeryüzü genişliği kazandıran biricik duygumuz. Doğanın bedende çiçek açması. İnsana acısından haz aldıran bir tutulma. Bütün kadınları bir kadına, bütün erkekleri bir erkeğe dönüştüren güzellik körleşmesi. Deneyimi, ustalığı olmayan büyük acemilik. Hiçbir zaman tamamlanamayan bir yaşantı olduğu için, şiir gibi tanıma gelmeyen varoluş hali. Belki de bu yüzden Sagan’ın sözü
aşk konusunda söylenmiş, hadi en doğru demeyelim, kalbimi karşılayan birkaç sözden biridir benim için: “Aşk, iki kişi arasında geçen şeydir.” Önlem duygusunun aşkta yeri yoktur, bilinir, ama Necatigil’in şu dizeleri, bir başka insan halini çok erken bir sızıyla duyumsatır bize: ”Azalınca ihtiyarlık çağlarında/ Aşkın ateşi/ Bir sevda hatırasıyla ısınmak/ Her ihtimale karşı.”
Şükrü Erbaş
2006 / Uçuruma Atılan Harfler
-Çekilme Suları-