Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Merhaba #senbirşeydeğilherbirşeysin#kişiselgelişim#okudumbitti#ozlemli_kitaplar#muratterlemez#alıntı "Çiçeği küçümseyen, ALLAH ' ı da küçümser (Aleksandere Dumas) Papatya ile sadakati, Hanımeli bağlılığı, Menekşe alçak gönüllülük, Beyaz Lale saflık, Beyaz gül masumiyeti, Pembe Lale hoşgörü, Mor Orkide asaleti, Nergis saygı, Lilyum güveni Kamelya gururundan sıyrılmışlığı, Sarı karanfil hüzün, Mercedes gül melonkoliye karşı, Ağlayan Gelin ile isyana karşı,İris ile hatıralar demeyi, Süsen hayra yormayı, Kırmızı Glöyölünle istediğini bilmeyi,Pembe Frezyan farklılık, Ökse çiçeğinle sorunları yenmeyi ,Lale güzel bakış, Melek çiçeği ilham ,Sarı Krizantem karşılıksız sevgiyi, Sardunya yanında ol, Şakayık platonik aşka veda, Kırmızı gül aşk,Kırmızı Lale seni seviyorum ,Kırmızı karanfil sevgi, Beyaz Glöyörünle dostluk, Sarı Glöyörünle kıskançlığa çare, Mor Glöyörün inanç,Pembe Glöyörünle zerafet,Nilüfer mutluluk,Gerberan iyimserlik, Petunya umut, Anemon gençlik iksiri , Sarı Lale gerginlik dizginle, Sarı Karanfil hayal kırıklığına, Mimoza alınganlık çöz, Mor Dul çiçeği kadınlığından utanma, Gardenya melekler, Mavi gül maviligindeki sırlara ulaşmayı .. Her bir çiçeğin dili olduğunu ve bize yansıttıklarını,Gandi , Necip Fazıl Kısakürek gibi önemli değerlerimizin bize anlattığı özlü güzel sözleriyle ve de şiirlerle dopdulu güzel bir kitap ortaya çıkmış..Sağlıcakla,kitapla kalın @perseusyayinlari
Aylin Sezersan
Aylin Sezersan
Özlem Yıldırım
Özlem Yıldırım
“Nâzım Hikmet” anısına... (15 Ocak 1902 - 3 Haziran 1963) (Asıl doğum tarihi 20 Kasım 1901 olmakla birlikte ailesi, 40 gün için bir yaş büyük görünmesin diye doğum tarihini 15 Ocak 1902 olarak değiştirmiştir. Ayrıca, eniştesi Memduh Ezine’nin -Nâzım Hikmet’in halası Mediha Hanım’ın kocası- anılarında ise 17 Ocak 1902’den bahsedilmesine rağmen yine
Reklam
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
tesaduflerle baslayan aska..
metrobuste kucuk bakismalarla baslayip buyuk bir aska donusen hikaye.. bu kitapta dunya ve esranin hikayesini okuyoruz. hikaye dunyanin ve esranin bir sabah metrobuste karsilasmasiyla basliyor, bu tesaduf bir kac kere daha yasaninca artik birbirinden habersiz birbirlerini bilerek gormek istiyorlar ve ikisi de her sabah oldugundan daha erken
Yokmusun
YokmusunMeryem Nart · Ephesus Yayınları · 2023150 okunma
Aşk, yalnızca içeriden yıkılabilen bir kaledir. Sadece aşıkların birbirini yemesiyle yok olur.
6 milyar insanın içinden yalnızca birini seversin. Sonra onun sevilmeye layık olmadığını anlarsın, bütün dünyayı suçlarsın.
Saçlarını kimler için bölük bölük yapmışsın Saçlarını ruhumun evliyalarınca örülen Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin Gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir Sen kaç köşeli yıldızsın Fabrika dumanlarında resmin Kirli ve temiz haritaları doldurmuşsun Hâtırasız ve geleceksiz bir iç deniz gibi Aşka veda etmiş topraklarda durmuşsun Benim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim Bir tek köşen bile ayrılmamışken bana Var olan ve olacak olan bütün köşelerinin sahibi benim Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim Sen kaç köşeli yıldızsın
Sayfa 85 - Diriliş , 6. Baskı
Reklam
Bir sıcak gülüş, bir tatlı sarılışla düştü gardı; kalbini açtı, kedi gibi uysallaştı. Evet, sevebilirdi bunu... Hürriyetinden onun için cayabilir, yalnızlığını noktalayabilirdi. Yemeklerini paylaştılar önce... Sonra evlerini, yataklarını... Her yere birlikte gidiyor, hep birlikte geziyorlardı. Tatlı sözler, cilveleşmeler, hediyelerle başı dönüyordu. Günden güne ona daha da alışıyor, şüphelerinden arındıkça gevşiyor, güven hissiyle tanışıyordu. Belki de yıllarca boş yere direnmişti böyle bir ilişkiye... Kendine boş yere ıssız kaleler inşa etmiş, onca acıyı boşa çekmişti belki de... Kendini tanıyamıyordu: Aşk, tırnaklarını, dişlerini sökmüştü adeta; onu uysallaştırmış, evcilleştirmişti.
150 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Her iç çekiş insanın yitirdiği bir yudum yaşamdır.
‘Comala’ya geldim, çünkü bana babamın burada yaşadığı söylendi. Pedro Páramo adında biriymiş.’ Bu cümleyle başlayan Pedro Paramo Latin Amerika edebiyatının kült olmuş eserlerinden birisi. Yazarı Juan Rulfo, 1918 Meksika doğumlu. Gerçekle fanteziyi bir araya geçirdiği yazılarıyla İspanyol ve Latin Amerika yazarlarını çok etkiledi. 1986 yılında hayata veda etti. Pedro Paramo da gerçekle hayalin, ölümle yaşamın birbirinin içine geçtiği, kısa ama okunması o kadar da kolay olmayan romanı. Kitap babasını aramak için ıssız ve fantastik köy Comala’ya gelen Juan Preciado, babası Pedro Paramo ve Paramo’nun tek gerçek aşkı Susanna San Juan’ın çevresindeki olaylara odaklanır. Fakat yazar bunları zamanda ileri / geri atlamalar yaparak, esrarengiz karakterlerle ilginç ve büyülü bir anlatımla veriyor. Ve bir süre sonra kitapta okuyan gerçekten şaşıracağı bir süprizle anlatıyor. Okurken köyün ıssızlığı, ıstırap çekenlerin acısı, Pedro Paramo’nun acımasızlığı, aşıkların aşkı elle tutulurmuş gibi hissedilebiliyor. Yaşar Kemal’in kendi dönemindeki Çukurova’yı ve insanları anlattığı şahane bir dili vardır. İnsanları çok iyi tanırsınız okuyunca, çiçeğin kokusunu duyar, ayazın soğunu hissedersiniz okurken. Ona yakın bir tat aldım Pedro Paramo’da. Belki o kültürün içinde yaşamış birisi olsaydım onun kadar tat alabilirdim Meksika tarihine, aile ilişkilerine, suça, kötülüğe, dine, aşka dair kısa ama derin bir kitap. Büyülü gerçeklik tarzında kitapları sevenler veya merak edenler için…
Pedro Paramo
Pedro ParamoJuan Rulfo · Doğan Kitap · 20191,272 okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Eskilerden günümüze ; günümüzden geleceğe aşka dair her şeye dokunacak sizi ordan oraya götürüp getirecek yazar kitapta. Sürekli haklı olduğunu söyletip 'Çok doğru söylemiş ya...' dedirtecek sayfaları çevirdikçe. Duygularımızı nasıl kaybettiğimizi nasıl da yozlaştırdığımızı hissettirecek içten içe...
Aşka Veda
Aşka VedaCan Dündar · Can Yayınları · 20121,396 okunma
Sabahtan uğradım ben bir güzele Ağlatmadı güzel, güldürdü beni Ben güzelden de böyle vefa ummazdım Ağ göğsü üstüne kondurdu beni.
Reklam
Ama ne yazık ki -üç yaşından gün almış hiç bir- erkek değişmez.
Şarkıları,şiirleri,ağıtları hep su üzerineymiş. Merak edip sormuş beyaz adam: "Niye şiirleriniz hep sudan söz ediyor?" "Buralarda en çok suyun yokluğunu çekiyoruz da ondan,"diyip gülmüş yerli. "Ya sizin şiirleriniz niye hep sevgiden söz ediyor?"
Sayfa 203Kitabı okudu
Aşk, “mutluluğa kapılar açtıkça” mı alevlenir; yoksa acılar, hasretler, hatta zulümler doğurdukça mı şehvetinden?
İyi bir kalça sahibi olmanın, iyi bir kafa sahibi olmaktan daha fazla prim yaptığı bir ülkeden ne bekliyordunuz ki? Kafasını çalıştıranların kafasını koparırken kalçasını çalıştıranları baş tacı eden bir toplumda, çocuklara nasıl, "Göğsünü değil, kütüphaneni büyüt," öğüdü verebiliriz ki?
Sayfa 145 - Can Yayınları/Mayıs 2012Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.