Ama aşk merhamet de, yemin de, sözleşme de tanımaz. Söylenen, kastedilen, yapılan şeyler, ağzın, ellerin ve bedenin diğer bölümlerinin dilinden daha fazlası
değildir.Yeterince sevilmediğini ya da yanlış sevildiğini düşünen hangi insan, hangi mahkemeye gidip hakkını
isteyebilir ki? Adalet, doğruluk (ya da dünyamızın taşıyıcı sütunları artık nelerse) var mıdır aşkta?