_Az yemek, az uyku, az konuşmak ve herkesle düşüp kalkmamak. İşte doktora ihtiyaç olmaması için yapılması gerekenler bunlardır. _Az ye! Yedikten sonra hazmoluncaya kadar başka bir şey yeme! Zira şifa yemeğin hazmolunmasındadır. İnsanın sağlığını bozan yemek üzerine yemek yemektir. Tıp ilmi ki beyte sığdırılmıştır. Ve söylemenin güzeli de kısa
MO XIV. yyda yer alna "Tik"ler ile dünyada mevcut olan medeniyetlerin en eskisi olan MÕ. VI. yy. da Orta As ya'da kurulan "Anav" medeniyeti de Türkler tarafndan kurulmuştu. O halde Türkler MÖ. XIV. yyda Tikler, MỖ. VII. yy'da Anavlar ,MÔ IV yy'da Sakalar ile tarih kayıtla rinda yer almaktadır. Türk kelimesinin yazılı olarak kullanılması ilk defa MỘ 1328 yilında Çin tarihide "Tu-Kiu" şeklinde görülmektedir. MÕ. I vyda Roma'li yazarlardan biri olan Pompeius Me ala'nun Azak Denizi kuzeyinde yaşayan halktan "Turcae"olarak bahsetmesi ile ilk defa yazılı olarak karşılaşıyoruz. Türk adının tarih sahnesine çikışı MS VI yy da kuru lan Kök-Türk Devleti ile olmuştur. Orhun kitablerinde yer alan "Türk" adı daha çok "Türük" şeklide gösterilmekte dir. Bundan dolayı Türk kelimesini Türk Devleti'nin ilk defa resmi olarak kullanılan siyasi teşekkülün Kök-Türk imparatorluğu olduğu bilinmektedir. Kök-Türkler'in ilk dönemlerinde Türk sözü bir devlet adı olarak kullanılmış ken,sonrada Türk milletini ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır.
Reklam
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
Epik bir kara mizah!
Telefonların dinlenmesi olayını ele alalım. Telefonların dinlenmesi, doğal olarak araştırma amaçlarına hizmet eder. Ancak telefonların dinlenmesiyle elde edilen sonuçların bu iş, araştırmayı yürüten makamca değil, ama başka bir makam tarafından yapılmış olduğu için resmî kovuşturmada kullanılması bir yana, sözü bile edilemez. Ve yine burada en önemli noktalardan biri de şudur: Kendisine telefonları dinleme görevi verilen, dürüst, görevinden başka bir şey düşünmeyen bir memurun ruhsal durumu nasıldır? Emir zoruyla olmasa bile, ekmeğini kazanma zorunluluğunun baskısı altında (belki de tiksindiği) görevini yerine getiren bu kişi, neler duyar? Burada kısaca sevecenlik sunucusu diye adlandırmak istediğimiz o kim olduğu bilinmeyen bina sakininin Katharina Blum gibi tatlı mı tatlı, hoş ve hemen hemen lekesiz denilebilecek bir geçmişi bulunan bir kadınla konuşmalarını duyunca neler düşünür? Ahlakî duyguları mı kabarır, cinsel duyguları mı kabarır, yoksa bunların her ikisi birden mi olur? Öfkeye mi kapılır, acıma duygusu mu duyar, yoksa “rahibe” diye anılan birinin kısık sesle ve korkutucu bir ifadeyle sıralanan önerilerden ötürü ruhunun en derin noktalarından yara almasından tuhaf bir zevk mi duyar?
Darvincilik başlıklı makale
24 Kasım 1859'da, Türlerin Kökeni'ni yayınlayan Darwin, bilimsel evrim teorisinin temelini atarken, canlı varlık popülasyonlarında üreme sırasında gerçekleşen küçük değişiklikleri ve bu varyasyonların doğal seçiliminin özellikle çevreye ve nüfus fazlasına bağlı olduğunu ifade eden varyasyon/seçilim kavramsal çifti sayesinde biyolojide
Sayfa 188 - Yordam KitapKitabı okudu
Kırk sayısının gizemi nereden geliyor? Hemen hemen bütün kültürler sayılarla ilgilenmiş, hatta sayıların yaşamdaki rollerini biraz da abartmişlardır. Filozoflar da her şeyi sayı ite açıklamaya çalışmışlar, sayıların gizli, ahlaki ve sembolik güçleri olduğunu, alemin bile belirii sayısal ilişkilere göre yaratıldığını ileri sürmüşlerdir. ‘ 1 ’
Sayfa 17 - AykırıKitabı okudu
Reklam
"Gandalf!"
Umutların ötesinden, en çok ihtiyacımız olduğu zaman döndün bize! Gözlerimi ne örtmüştü? Gandalf!" Gimli hiçbir,şey söylemedi ama gözlerini kapatarak dizleri üzerine, çöktü." "Gandalf, diye tekrarladı yaşlı adam, sanki uzun zamandır kullanılmamış bir sözü hafızasından bulup çıkarır gibi. "Evet, isim buydu. Ben Gandalf
"Mithrandir! diye bağırdı Legolas. "Mithrandir!"
Ne hoş bir tesadüf diyorum yeniden Legolas! dedi yaşlı adam. "Hepsi ona baktılar. Saçları gün ışığında kar gibi bembeyazdı; giysileri parlak bir beyazdandı; derin kaşlarının altındaki gözleri pırıl pırıl ve güneşin ışınları gibi deliciydi; gücü elindeydi. Hayret, sevinç ve korku arasında durdular ve söyleyecek tek bir söz
Geri19
99 öğeden 91 ile 99 arasındakiler gösteriliyor.