1897 Türk-Yunan Savaşı
Gerçi, itaat eden, kanaatkâr, kuzu gibi sessiz olan Osmanlı ordusu bu gibi bir tertibat ve tedbirlerle idare edildi. Çünkü bu kahramanlar bir peksimet, bir parça et ve bir miktar pirinçle yetinirdi. Hatta bazen bundan da mahrum kaldılar. Çünkü, köylüler kaçıyor, sürülerini birlikte kaçırıyor, bazen köyden gelen erzak vaktiyle yetişemiyordu. O peksimete asker kanaat getirdi ve savaştı. Canını feda etti. Fakat, muharebenin sonuna doğru bu sebepten birçok hastalık ve büyük miktarda ölüm meydana geldi.
Sayfa 44 - Genelkurmay Basımevi 4. CİLT, 2005, Ankara - PDF
Samsun’a Çıktığım Gün Genel Durum ve Görünüş 1919 yılı Mayısının Ondokuzuncu Günü Samsun’a Çıktım. Ülkenin Genel Durumu ve Görünüşü Şöyleydi: Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu grup, I. Dünya Savaşı‘nda yenilmiş, Osmanlı Ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış, Büyük Savaş’ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda. Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşı‘na sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat, Hilâfet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığı‘ndaki hükûmet âciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız, Padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı. Ordunun elinden silâhları ve cephanesi alınmış ve alınmakta… İtilâf Devletleri, Ateşkes Anlaşmasının hükümlerine uymayı gerekli bulmuyorlar. Birer bahane ile İtilâf donanmaları ve askerleri İstanbul’da, Adana ili Fransızlar; Urfa, Maraş, Gaziantep İngilizler tarafından işgal edilmiş, Antalya ve Konya’da İtalyan askerî birlikleri, Merzifon ve Samsun’da İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta yabancı subay ve memurlar ile özel ajanlar faaliyette. Nihayet, konuşmamıza başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün önce, 15 Mayıs 1919’da, İtilâf Devletleri’nin uygun bulması ile Yunan ordusu da İzmir’e çıkartılıyor.
Reklam
Bu anıyı ilk kez okudum. Yunanistan'daki bir TV programında konuşulmuş.
Sunucu, Yunan bir veteranla, yani eski bir askerle röportaj yapıyor. Küçük Asya Seferi'nin bu askeri, savaşta esir düşenlerden birisidir. Ankara'da Gazi Paşamızın Latife Hanım'la evliliği sırasında köşkte marangozluk işleriyle uğraşıyorlar ve Paşa onlarla görüşebiliyor. Savunmanın başkomutanı doğal olarak onlara, "Biz yurdumuzu savunduk, sizin ordu burada ne arıyordu?" diye özetlenebilecek bir yaklaşım sergiliyor. Bu veteran Atatürk'le konuşmasını hatırlıyor ve naklediyor. Atatürk esir askere Yunanistan'ın bağımsızlık savaşından beri komutanları tanıyıp tanıyamadığını isim isim sormuş. Diakos, Karaiskakis ve tabii Kolokotronis falan... Daha ilginci "Bella Vista'da Apergis Tiyatrosunu hatırlıyor musun?" diye soruyor. Bu tiyatroda sürekli Diakos, Karaiskakis, Kolokotronis ve diğer Yunan kahramanlar hakkında oyunlar varmış... Yunan asker bu oyunları bildiğini söylemiş. “Peki, bizim taraftan kimi tanıdınız?" diyor. Tanımıyor. Halbuki bu asker Anadolulu bir Rum. Atatürk ona, biz sizin kiliselerinize karışmadık, dilediğiniz gibi yaşadınız ama siz bizim minarelerimizden bile rahatsız oldunuz diyor. Anadolulu bir Rum ama Türklerden kimseyi tanımıyor, ilgilenmemiş. İşin garibi galiba Yunan komutanların birçoğu da bizim komutanları tanımıyordu, Meteksas hariç... Türk fikir hayatını, tarihçilerini de bilmeleri imkânsızdı. Spiker askere soruyor, "Bu söylediklerinin hepsini Mustafa Kemal Paşa biliyor muydu?" Cevap "Evet". Türkiye Mareşali'nin Balkanlar hakkındaki bilgisi engin. Tabii sadece Balkanlar değil, dünyayı, konjonktürü de çok iyi biliyordu.
Sayfa 273 - 274 Kronik Kitap, 3. Baskı: Ağustos 2021 | Mustafa Kemal Atatürk, İlber Ortaylı
Askeri Deha Atatürk...
O sabah Büyük Taarruz başlar. Sabah 04.30’da tanzim atışı açılır, 5.50’de de tahrip atışına geçilir, saat 07.00’de ise Yunan topçusu susar ve Türk Ordusu 14 gün sonra İzmir’e, Kordon’a varır. Büyük Taarruz’dan evvel Atatürk, 15 gün sonra İzmir’de olacağını söylemiştir yakın çevresine. Sonra birlikte Kordon’da yürürken de Salih Bozok’a “Kaç gün oldu?” diye sorar, “14 gün” Paşam cevabını verir Bozok. “Bir gün yanıldık o zaman” der Atatürk.
Fransız Mareşalı, Fos, Yunan Başbakanı Venizelos'a Atatürk'ten ve Türk askerinden bahsederken şunları söylemiştir: "Bana 600 bin kişilik bir ordu verseler, Mustafa Kemal'in 50 bin askerinin üzerine gitmeye tereddüt ederim".
Sayfa 6 - Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1979
İstanbul Hükumeti ve Yandaşlarının Milli Mücadele Düşmanlığı - 1
"Sevgili gençler! Belki de inanmakta güçlük çekiyorsunuz. Haklısınız. Kim işgalcilere yaranmak, kokuşmuş bir düzeni ve yerini korumak için milletine ve devletinin geleceğine bu kadar kayıtsız kalır, nasıl bu kadar hain olabilir? Bu anlayışın daha da acı örneklerini az sonra göreceğiz. Şimdi İstanbul yönetiminin Yunan yayılmasının sürdüğü
Sayfa 30 - Bilgi Yayınevi, 10.Basım, İki Cilt BirleştirilmişKitabı okudu
Reklam
175 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.