Sabitlenmiş gönderi
(...)
ne dur, ne durak
ne rahat
yükseğe, daha yükseğe
en yükseğe
dikilsin bu bayrak
İBDA YayınlarıKitabı okudu
yavuz selim tekrar paylaştı.
- "Soysuzlaşmamış bir gençliğin ilk aşk eğilimleri doğrudan doğruya mânevî bir istikamet alır.
Tabiat sanki bir cinsin ötekinde, iyi ve güzel hisleri fark etmesini istemektedir..."
Sayfa 71 - (Dichtung und Wahrheit. I, 5) -Aşk- Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları: 534Kitabı okudu
yavuz selim tekrar paylaştı.
- "Hani, hacim kaplayan eşyayı kaldırırsan, o eşyanın yok oluşuyla, onun hacmini de belirtemeyeceğimiz gibi...
Şuurum yönelmemiş olsa, bu hacim, şu adres yok; şuurum yöneldi var...
Al işte! Bilgi bilene var; bilmeyene hava... Bilmeyene hava olan, bilene var!.."
Sayfa 99 - 6.Levha, Rapor İçinde Oyun -Banker Cahit ve Âdem- İBDA YayınlarıKitabı okudu
Okur Takip Önerileri
yavuz selim tekrar paylaştı.
- "Müsbet bilgilerin, iç mânâlarını ve ruh emrindeki tâbilik ölçülerini bulacağı şiir, evvelâ şiirin bu demek olduğunu anlamamakta takılır ve ruhçu geçinen mankafalarca "hasta mizaç" işi diye karşılanırsa, düşününüz ki kimle ve ne konuşulur!.."
Sayfa 125 - 7.Levha, İhtimalleri Kurcalamak -Nadir Bey'in Sırrı- İBDA YayınlarıKitabı okudu
yavuz selim tekrar paylaştı.
- "Evet, "şair, zamanın mânâsıyla mutabakatı olan bir mizaçtır." diyorum da, adam hem de şair, öküz gibi suratıma bakıyor; beni anlamıyor ama, bana karşı!
"Özel" tipler canım...
Sayfa 124 - 7.Levha, İhtimalleri Kurcalamak -Nadir Bey'in Sırrı- İBDA YayınlarıKitabı okudu
yavuz selim tekrar paylaştı.
- "Eğer, şuur seviyesinin her değişiminde gerçeklik seviyesinin de değişmesi ve sanatın görünümlerinin "sıradan varoluş"a nisbetle daha yüksek bir varoluşa karşılık olmasını göz önünde tutarsan, sanatçı, hamurunu ve ya çamurunu istediği yerden alabilir; bütün kıymet ona üflediği ruhta ve nefeste..."
Sayfa 147 - 148 9.Levha, (Yeni Dünyanın Eşiğinde) -Roman- İBDA YayınlarıKitabı okudu
yavuz selim tekrar paylaştı.
Halk, uşak ve galip, her zaman kabul ederler ki,
İnsanoğlunun en ulvî saadeti, yalnızca sahip olduğu şahsiyetidir.
Eğer insan kendini kaybettiğini fark etmezse, hayatını her türlü yaşayabilir!
Her şeyi kaybetmek mümkün, yeter ki, insan ne ise o kalmış olsun...
Sayfa 391 - 392 (Diwan. Buch der Suleike) -Kişilik- Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları: 534Kitabı okudu
yavuz selim tekrar paylaştı.
*****
- "Kendine en yakın kişi olarak kendini görenlerin kusuruna bakmam!.."
*****
Sayfa 394 - (Wanderjahre, III, 13) -Kişilik- Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları: 534Kitabı okudu
yavuz selim tekrar paylaştı.
“Ayaktakımı Kemalizmi” tabiri, bir genelleme değil, nitelemedir.
Kemalist kesimde gerçekten aydın ve vatansever insanlar vardır ve bunlar konuşup yazdıklarında insanda saygı uyandırır. Sözgelimi geçen yıl ölen Erol Manisalı bunlardan biriydi. Bir iktisatçı olan Erol Hoca, AB ve emperyalizm karşıtı çalışmalarıyla çok değerli bir miras
yavuz selim tekrar paylaştı.
Evvela Doğu'yu ve Batı'yı keşfetmek.. Kendi kendimizi keşfetmek... Ruhumuzu ve maddemizi keşfetmek... Maden damarlarımızdan evvel duygu ve düşünce damarlarımızı keşfetmek... Edebiyatımızı, musikimizi, mimarimizi keşfetmek... İman ve inkar hedeflerimizi keşfetmek... Muaşeret edebimizi, kılığımızı, tavrımızı keşfetmek... Anadolu'yu, Rumeli'yi, isterseniz İstanbul'u, Boğaziçi'ni, Adalar'ı keşfetmek... Hasılı şehri keşfetmek... Ve köyü...
Nasreddin Hoca'nın teker teker üzerlerine işedikten sonra ''Buna değmiş, buna değmemiş!'' diye yine teker teker yediği meyvelerden, öz meyvelerimizden üzerlerindeki 150 yıllık pisliği temizleyip asıllarının ''pir-ü pâk'' olduğunu keşfetmek..
Partiyi, derneği, sendikayı, hükümet, demokrasiyi, mektebi.... her şeyi yeni baştan..
Her şeyi bir kıymet hükmüne bağladığımız o gündür ki:
-''Keşfolunmuş olacağız!''
Başlıca keşif mevzuumuz bilindiği sanılan İslamı keşfetmek... Yobazı, satıhçıyı, sahtekarı, gerçeği, istismarcıyı ve samimiyi keşfetmek.
150 yıldır yapılan her şeyi yıkıp yenilerini keşfetmek!
Sayfa 78 - İBDA YAYINLARIKitabı okudu
yavuz selim tekrar paylaştı.
İlk örneğini ''Mutlak Önder''in seriyyelerinin gösterdiği akıncı, tarihimizde, aynı manaya bağlı aynı rolü, devletin silahlı kuvvetinin özel bir biçimi olarak göstermiş, günümüzde ise aynı manaya bağlı görevini-çağdaş,sosyal,siyasi şartlar gereğince- daha geniş ve değişik olarak yüklenen bir gençlik ifadesine bürünmüştür. Tarihimizdeki görevi, devlete(tabii ki devletin temsil ettiği fikirden dolayı) bağlılığı açısından, maddi kuvvet çerçevesinde görünür ve nizamdan karşı nizama doğru hareket diye belirtilirken, bugünkü görevinin nizama bağlı değil "nizamına doğru" olduğu açıktır.
Dün fikrinin nizamına bağlı özel bir silahlı güçken, bugün, fikrinin nizamını kurmak isteyen ''bütüne hakim olacak güç idraklisi''nin gücü..
Sayfa 33 - İBDA YAYINLARIKitabı okudu
yavuz selim tekrar paylaştı.
Tenimizi ezebilirsiniz... Ama ruhumuzu asla. Onu ne işkence zapteder, ne kelepçe, ne pranga... Gülümser durur inancımız, hürriyet buudunda sonsuzca... Bizi edebilirsiniz, evimizden, tenimizden... Ama dinimizden?.. Çok şükür.. Pişmanlık uğramadı semtimizden... Ya siz?.. Ezeli pis, hayvancıklar... Neye yaradı işkenceniz! Dünyanız kara, ahiretiniz zift... Sizi bekliyor cehenneminiz!
yavuz selim tekrar paylaştı.
Çetin menzillerden geçtik.. Ve tasvirinde olduğumuz son halka.. Şimdi iş, -inşallah- inkılapta!
yavuz selim tekrar paylaştı.
Demokrasi ve liberalizmden, Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve Avrupa Ortak Pazarı'na kadar; fikir ve kuruluşlar planında içiçe bir yumak olarak şekillendirilen ''Yeni Dünya Düzeni'', Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'nın birbirleriyle rekabet ortamı içinde de olsa bizim gibi ülkelere biçtikleri parya statüsünde müşterek bir hegemonya sistemidir... Elbette ''hayır!'' diyoruz: Ülkemizden başlayarak teklif ettiğimiz ''Yeni Dünya Düzeni''miz ile!...
yavuz selim tekrar paylaştı.
- ''BM Güvenlik Konseyi'nin teşekkülüne karar alma şekline bakmak yeter: 15 üyeden teşekkül etmiştir, bunun beşi daimi üyedir. Geriye kalan bütün devletler de bu konseyin üyeliğine 2 sene için seçilir.''
Ne demek daimi üye ayrıcalığı? Ve usul meseleleri dışında kalan meselelerde kararlar daimi üyelerin hepsinin oyları dahil olmak üzere, dokuz üyenin olumlu oyu ile alınıyor. Böylece Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinden biri işine gelmeyen bir meselede veto hakkını kullanarak kararın alınmasını önleyebiliyor. Devletlerin yönetim şekilleriyle anılmaları gibi, Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nı ''Domuzlar Diktatoryası'' olarak anabiliriz.
yavuz selim tekrar paylaştı.
- " (...) Bu tâbiri, hukukî olarak “kendi koydukları kurallara kendileri uymayanlar” ın zulmü, bildik işkence tâbirleri dışında, asıl olarak “Allah yolunda çalışan insanın önü kesilmesi” diye anlamak, Müslüman için asıl zulmün bu olduğunu idrak esastır!.."
Sayfa 24 - 25 İBDA YayınlarıKitabı okudu
