Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağrı

Çağrı
@atomikkarinca
sıdıka
- Peki anne! Ben anlaşılır ve net sözcüklerle söylüyorum...Kitap fuarına gidicem, işte o kadar! - İyi! Dönüşte Kelime-i Şehadet getir...Baban seni sağ komaz...İstersen minibüsten bir durak önce in, harakiri yap... Ev kana bulanmasın... - Ay anne, şiddetin ne hoş, ne güzel dehşetin. Kendimi yuvamda, sıcacık bir mezbahada gibi hissettim...Altı üstü bir fuara gidicez dedik, derhal ortalık kan ve barut koktu...
Reklam
- Allah belanı versin, komünist, yeşil komünist. Sayın üye söverken, görüldüğü üzere önce laiklik ilkesine aykırı davranıyor; işe "Allah belanı versin" diyerek Allah'ı karıştırıyor. Bir de ideolojik renk buluyor: Yeşil... - Yeşil komünist... Böylece komünistler, "kızıl" ve "yeşil" olmak üzere ikiye ayrılıyor...
XX. yüzyıl kuşağı, Nietzsche'nin Tan Kızıllığı adlı kitabındaki vecizesini, bir beylik söz olarak yıpranana kadar yinelemişti: "Beni öldürmeyen her şey beni daha güçlü kılar." Bu bir aptallıktı. En azından herkesin kullandığı çağdaş anlamı içinde. Her gün yaşanan acı insanı dayanıklı hale getirmezdi. Yıpratırdı. Kırılganlaştırırdı. Zayıflatırdı. Freire bunun bedelini ödemişti. İnsan ruhu, dayanıklılığının sınanmasıyla tabaklanan bir deri değildi. Duyarlı, nazik, içli bir zardı. Bir şok anında yaralanır, örselenir ve bunun izlerini hep taşırdı..
Geri110
155 öğeden 151 ile 155 arasındakiler gösteriliyor.