Anaksimandros doğduğumuz anda öylesine çaresiz olduğumuza inanırdı ki, ona göre çocuklar dünyada yalnız başlarına bırakılıverseler hemen ölürlerdi. Bu düşünceden hareket ederek Anaksimandros insanların, doğduklarında daha güçlü ve kendine yeterli olan başka hayvanlardan gelişmiş oldukları sonucuna vardı. Hayatın ilk olarak çamurda başladığı ve ilk hayvanların belkemikli balıklar olduğu görüşünü ortaya attı. Bu balıklardan olma başka balıklar, sonradan suyu terk ederek toprağa çıktılar ve burada bir hayat şeklinden başka hayat şekline geçerek başka hayvanlara dönüştüler. Sayısız dünyaların varlığına, hepsinin de yaşanır olduğuna ve tümünün de yok olup yeniden var olma evrelerinden geçtiğine inanırdı. Aziz Augustinius'un esefle yakındığı gibi, "Anaksimandros da Thales gibi durmak bilmeyen tüm bu devinimin nedenini tanrısal güce bağlamamıştı."
Okuduğum için var oluyor, yaşıyor, hissedebiliyorum! Varlığımın kaynağı o gizemli tekliğin mührü olan kişiliğimi koruyabiliyorum, der Numidyalı Augustinius.