İkimiz de dalgınlaştık. Çeyrek saatlik suskunluktan sonra Avni Vav yeni bir mevzu açtı:
- “Allah’ı bu dünyada görmek ister misin, Ruhi Bey?”
- “Kim istemez?”
- “Bir yetim çocuğun başını okşa. O zaman, onun gözlerinde Allah’ı görürsün. Bir fakire yardım et. Onun gözlerinde Allah’ı görürsün. Bir kediye yiyecek ve su ver. Onun gözlerinde Allah'ı görürsün."
Avni ile Spock yerde yatan cesetten çok daha mutsuz görünüyordu. Avni Vav, gayet yerinde bir saptamada bulundu:
- “Onu öldürdün!”
Mr. Spock’ın suratı tabut kapağı gibi düz ve mat:
- “Bizi de vuracak mısın?”
Figen Negatif, birlik ve beraberlik mesajı ihtiva eden bir sual yöneltti:
- “Şimdi n’apacağız?”
Civan Kazanova panikle:
- “Herkes sakin olsun!” diye haykırdı. “Önce şu yakışıklıyı paketleyeceğiz.” Kaşla göz arasında kayboldu ve elinde fermuarlı pembe bir çuvalla döndü.
- “O nedir, ceset torbası mı?” diye sordu Avni Vav.
Civan, fermuarı indirirken cevapladı:
- “Hayır, uyku tulumu. Ölüyü buna koyup taşıyacağız.”
Avni acayip bir fikir öne sürdü:
- “Bence maktulü parçalayalım. Taşıması, gömmesi kolay olur.”
- “Yo, yooo! Her şeyi halledeceğim, bu işi bana bırakın.” Civan, Masum’u tuluma tıkıştırırken, ishal olmuş bir yarış atı kadar hızlıydı.
Mr. Spock’tan Civan’a mantıklı bir soru:
- “Burada neler olduğunu sormayacak mısınız?”
Civan:
- “Siz kimsiniz?”