Tam metroya bineceğim,
Bir tane yaşlı amca makinenin önünde
Panik yapmış dolduramıyor kartı.
Arkasında birkaç tane genç birikmiş bağırıyor amcaya
"-hadi be n’apıyosun, flört mü ediyosun makinayla"
Tabi bunu duyunca delirdim.
N’apıyosunuz ya dedim
Gittim amcaya yardım ediyorum,
Canım amcam sen ne istiyorsun dedim,
Kartım yok
'' Onu iki yıl sonra ilk görüşüm bu.
Karaköy'de,
Nişantaşı dolmuş kuyruğunun sonlarındayım.
O da hemen karşıdaki Şişli kuyruğunun önlerinde.
Bilmiyorum, fark etti mi beni.
Yine çok güzel.
Saç biçimi ve rengi aynı.
“Gitmek mi yitmektir, kalmak mı?” artık bilmiyorum…
Yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep!
Ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.
Bilemem, belki bu yüzden
Ben sana yanlış bir yerden edilmiş,
Bir büyük yemin gibiydim…
Beni hep aynı yerimden yaralayan o eve
Yine de döneyim, döneyim istedim.
Ah benim sesimle;
Söylesem de, inanmazlar
Benzemiyor çünkü bir dile.
Döndüğüm, döndüğüm ama döndüğüm
Döndüğüm bu sema sensin, döndüğüm.
Sen benim kara ömrüme vuran
Suyumu harelendiren sevincimdin…
Onu sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
Titreme daha fazla kalbim!
Bağışla kendini artık onu da…
Bırak gitsin, bırak gitsin.
O senin en ezel gününden kaderin.
Sen onu nasılsa bin kere daha…
Seveceksin.
İstek(will), bir …’den yoksun olma ve ona sahip olamamanın ifadesidir. A, istek duyar B’ye karşı, çünkü B’de olan A’da yoktur. Sizde olan bir şeyi isteyemezsiniz, ancak ve ancak başkasında olan veya başkasında olduğu düşünülen şey istenebilir. Tıpkı aşk gibi.. Aşkın, arzu ve istekle bu derece ilişkili olması tesadüfle açıklanamaz.
Aşk, Platon’un Şölen diyalogunda aktardığı üzre, eksik olanın tamamlanma isteğine karşılık gelir. Bir elmanın yarısı olan, çaresiz ve eksik olan varlık, ötekini de elmanın öteki yarısı olarak görür. Demek ki istek bize şunu der:” Ben eksiğim ve seni istiyorum; sende olan şeyden yoksunum, bu yüzden aradığım şey sende olmalı.” İşin en acı yanı ise, eksikliği çeken kişi, tamamlanma arayışının ötekinde olduğunu düşünmesidir. Çünkü öteki de aynı biçimde karşıdaki kişide eksik olan parçayı arar. Bunlar bazen çakıştığı gibi bazen de uyumlu bir yanılsamanın paylaşımı olarak anlam bulur.
Aşk, karşılıklı bir yanılsama halinin, mevcut olmayan eksiklik söyleminin iki kişide de tamamlanmamasıdır. Ortada bir yokluk varsa ona istediğimiz kadar varlık atfedelim onu var kılamayız. Spinoza, Ethika adlı eserinin “Tanrı” bölümünde, Tanrı’nın isteğe/arzuya sahip olmadığını belirtir. Çünkü istek, kendinde olmayanı istemektir; özcesi bir eksiklik tamamlanmak istenir. Nitekim mutlak/bütün olan yani tam olan bir varlık istek duyamaz. İsteğin anlamı da iradedir. O halde Tanrı veya insan irade sahibi de değildir. Gelgelelim özgür de değildir.
600.gün... Zamanı tutamıyorum sevgili durduramıyorum. Son günümüzde bana "dursun mu zaman?" demiştin. Dursun artık sevgili, dursun artık, hayır zaman akıp gitmesin. Yarın, dün olsun. Zaman artık geriye aksın istiyorum. Merak etmiyorum geleceği, istemiyorum geleceği. Gözlerimin ışığının sönmesini izlemeyi değil, ışığını geri kazanmasını
Bugün şeridimde sakin sakin giderken aynı sakinlikte (motordan anlamam ama bence baya hız yapabilenlerden bir motordu) benimle seyir eden bir bikerboyla kırmızı ışıkta selamlaştık, vizörü açınca şu “bakma bana öyle ablasının gülü ben senin ablan olacak yaştayım” moduna girmem ve tez uzaklaşmamı anlatamam size. 😂 Evrenden istedim ama o da yanlış anlaşıldı sanırım. 🥲