Çevresine aşırı neşe saçan, bu işi görev edinmiş gibi davranan insanların içlerinin kof olduğunu düşündüm hep. Hâlâ da aynı fikirdeyim. Bana göre, acılarıyla derinleşiyor insan, derinleştikçe de anlam kazanıyor. Hayatın anlamı da acı çekmek ve onlara karşı koyabilmek için umarsızca çabalamak değil mi zaten?
Çevresine aşırı neşe saçan, bu işi görev edinmiş gibi davranan insanların içlerinin kof olduğunu düşünürdüm hep. Hala da aynı fikirdeyim. Bana göre, acılarıyla derinleşiyor insan, derinleştikçe de anlam kazanıyor. Hayatın anlamı da acı çekmek ve onlara karşı koyabilmek için umarsızca çabalamak değil mi zaten?
Sayfa 52 - Doğan KitapeviKitabı okudu
Reklam
Gazeteler mi? Evet aynı fikirdeyim
“Berbat bir çöplük bu gazeteler, efendim,” dedi. “Eğlendirici, ama orada okuduğunuz hiçbir şeye inanmayın. “
448 syf.
·
Puan vermedi
" Dünyada en güçlü insanlar kimlerdir diye sorsalar, kendi başının çaresine bakmayı öğrenmiş kadınlardır derim " demiş sevgili Cemal Süreya, ben de aynı fikirdeyim. Kendi potansiyelini keşfetmiş bir kadından daha güçlüsü yok şu hayatta bence. Dünyada bizlere biçilen sınırlar, yollar, hayatlar o kadar dar, karanlık, ve zor ki azmedip bunları aşan bir kadının kime eyvallahı olur ki o saatten sonra. Bugün sizlere güçlü bir kadının aştığı zorlu yolları anlatan harika bir kitap önereceğim #mücevhergözlüanka .... "Kadın " kelimesinin için tıka basa dolduran, hatta derinleştiren, çoğaltan zümrüt yeşili gözleriyle hayata kafa tutan bir kadın kahramanımız var bu kitapta. Çok küçük yaşta annesini yitiren, çok sevdiği babacığının kalbi kırılmasın diye üvey annesini sineye çeken, küçük yaşta yaşadığı ülkeyi değiştirmek zorunda kalan, tacize uğrayan, fiziksel görünümünün verdiği psikolojik sıkıntıların altında ezilen bir Zümrüt sizi karşılıyor kitabın başında. Sonra siz onunla bu bahsettiklerimi teker teker yeniyorsunuz, üstüne aldatılıyorsunuz, şiddet görüyorsunuz, bebeğini kaybediyorsunuz. Aaaa niye yaa..? Dediğinizi duyar gibiyim, yok ya daha bitmedi kitap durun . Zümrüt bunları da aşıyor, aşarken pişiyor, pişerken yanıyor, anka kuşu misali kendini yoğuruyor, sunulan kalıplardan taşıyor. Kitap sizi uğurlarken elinizden tutan Zümrüt o başlangıçtaki Zümrüt' ün fersah fersah ötesine geçmiş bile. İşte böyle bir kitaptı, harikaydı, tadı damağımda resmen. Böyle güçlü kadınları yazan, güçlü kalemler hep var olsunlar.....
Mücevher Gözlü Anka
Mücevher Gözlü AnkaÖzlem Abut Otluoğlu · Sokak Kitapları Yayınları · 201860 okunma
Oltadaki Balık, 1956
''Büyük ölçüde politik ve askeri nüfuzu garantileyecek genişlikte bir ekonomik yayılma planını Asya, Afrika ve diğer azgelişmiş bölgelerde uygulamak zorundayız. Bu ülkelere yapılacak yardımlar ve açılacak krediler, öncelikle askeri nitelikte olmalıdır. OLTAYA YAKALANMIŞ BALIĞIN YEME İHTİYACI YOKTUR. Bu noktada dışişleri bakanlığı ile aynı fikirdeyim. GENİŞLETİLMİŞ EKONOMİK YARDIM, örneğin Türkiye'de, bazı hallerde, düşünülenin tersine sonuçlar verebilir. Yani BAĞIMSIZLIK EĞİLİMİNİ artırıp, mevcut askeri paktları zayıflatabilir. Bu tip ülkelere -Türkiye gibi- doğrudan doğruya ekonomik yardım yapılabilir, ama BİZE UYGUN HÜKÜMETLERİ İKTİDARDA TUTACAK ve BİZE DÜŞMAN MUHALİFLERİ ETKİSİZ BIRAKACAK biçim ve miktarda olmalıdır.'' Nelson A. Rockefeller tarafından ABD başkanı Eisenhower'a gönderilen mektup, 1956
Çevresine aşırı neşe saçan, bu işi görev edinmiş gibi davranan insanların içlerinin kof olduğunu düşünürdüm hep. Hala da aynı fikirdeyim.
Reklam
918 öğeden 761 ile 770 arasındakiler gösteriliyor.