“Eskiden şiirleri sadece güzel oldukları için severdi, ama Ruth’u tanıdığından beri, Martin’in önünde insanın içine işleyen aşk şiirlerine açılan bir kapı vardı.”
“Evet ama ben bütün insanlık tarihinde ve kısa sayılabilecek bir yaşam süresince dört binin üzerinde kitap okuyan ve bu kitaplarda altını çizdiği yerler dokuz cilt tutan bir başka devlet adamı, siyasal önder olabileceğini pek sanmıyorum.”
Kafka’nın ilk büyük aşkı belki de tek aşkı diyebilirim. Oysa hepimiz onu Milena’ya yazdığı o duygu yüklü mektuplarıyla tanıyoruz.
1912-1917 yılları arası Kafka ve Felice’in mektuplaşma dönemidir. 2 kere nişanlanırlar daha sonra Kafka’nın verem teşhisini öğrenmesi sonucu büyük bir karamsarlığa düşer ve bu ilişki biter. Yayınlanacağını dahi bilmediği bu mektupların her bir satırı öyle kıymetli ki.. Felice’e duyduğu sevgiyi derinden hissedebiliyorsunuz.
Peki sonra ne mi oldu?
Ayrılıklar, hastalıklar, değersizlik duygusu ile savaşan ; içindeki boşluğu doldurmaya çalışan bir yazara dönüştü..
Kafka benim için çok özel bir yazardır. Defalarca eserlerini okudum ve onu tanımadan romanlarına geçmemek gerektiğini düşünüyorum. Onun için bu mükemmel kitabı ilk sıraya koyarak okumanızı tavsiye ederim :)
"İnanmak, kendi içindeki yok edilemez cevheri kurtarmaktır, daha doğrusu kendini kurtarmaktır, ya da daha doğrusu yok edilemez olmaktır, hatta daha doğrusu olmaktır.”
“Tek başınaysan ve her nerede bu satırları okuyorsan, yalnızlığını kutla, kalabalık gürültülerin uzağında ve güvendesin.
Ve kendine dönmeyen deliye döner, unutma!”