Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ben sana eski bir şey söylemiştim evler içe doğru açılıyordu daha kelimeler içe doğru açılıyordu daha içe doğru açılıyordu daha iki kişi bir insanda insan iki kişiydi
İnsan doğabilmek mi, insan kalabilmek mi? Oysa insan sayılabilmek için insan doğabilmek yetmez ki. İnsan olabilmek merhameti, vefayı, adaleti içinde barındırabilmekle mümkün. Kime sorsan herkes adil, herkes merhametli, herkes vefalı, herkes insan. Ta ki gerçekten adaletini, vefasını, merhametini göstereceği bir olay vuku bulana kadar. Sonra?
Reklam
Biraz uzun ama bana göre okunması gereken bir yazı... YAŞAMDAN KESİTLER Günlerdir heyecandan içi içini yiyordu. Ne yapacağını bilemiyordu. Neden mi? Sevebileceği, hayatındaki boşlukları doldurabileceğini düşündüğü biriyle tanışmıştı. Her şey ondan sonra tümüyle değişti. Yaşam daha bir güzel, daha bir keyifli ve heyecanlı olmuştu. Aşık
Yüksek sesle konuşma olur mu benimle? Fısılda yeter, duyarım ben, bağırma ne olur.. Ve lütfen benim sesimin yüksek perdeden çıkmasına da aldırma. Kalabalık evde büyüdüğüm için birbirimize bağırmadan duyuramazdık sesimizi. O yüzden küçük harflerle konuşmayı bir türlü beceremedim. O zamanlar da farkındaydım aslında, ne kadar çok bağırırsam o kadar
Bu koşu ‘Uğur’ getirmez! Son zamanların en çok satanlar listesinin başında Uğur Koşar’ın kitapları geliyor. Kendini “modern çağın aydınlanmış bilgesi(!)” olarak tanımlayan Uğur Koşar, Yaratan’ın kendisine “kendini bulma, izleme, derin bakma rahmeti verdiği”ni iddia ediyor. Sıklıkla bizim ‘az’, batı toplumlarının ise daha ‘çok’ okuduğundan söz
Gürültü ve karmaşanın ortasından sakince geç, sessizlikte ne büyük bir huzur olduğunu hatırlayarak...Mümkün oldukça ona teslim olmaksızın herkesle iyi geçin. Doğru bildiğini sesini yükseltmeden ama açık seçik dile getir ve diğerlerine de kulak ver; ne kadar pırıltısız görünse de onların da bir hikayesi vardır. Gürültücü ve saldırgan insanlardan
Reklam
Sussan gönlüm razı değil. Konuşsam bir şey değişmeyecek. Ama bunu söylemeden geçemeyeceğim. Türkiye'deki bütün bireylerin elleri kanlı bunu bilin istedim. Çözüm basit ama uygulaması karışık olduğu için; medeniyet seviyesi yeterli seviyede olamadı ve çakalların manipüle etmeye müsait olduğundan dolayı fikrimi açıklamayacağım. Sadece küçük bir ipucu, adalet ve adil olunmayan yerde kin ve nefret vardır. Adalet ise yasamadan başlar. Yasamada monarşi varsa her şey mono'dan geçer. Mono ne kadar iyi niyetli olursa olsun(Bence en başında Atatürk gelir.) mono olmanın verdiği güç ile megalomanlaşır her zaman doğru karar vermeyebilir. Partiler iç tüzüğü değişmediği sürecede kimi seçilirse seçilsin güç birinin elinde olduğu sürece bu olay değişmez. Birde 1460 gün(4 yılda) de bir oy kullanmayla sadece elinden bu gelir düşünceyle demokrasi olmaz. Monarşilerde ise mono iyiyse yükselirsin, mono kötüyse çakılırsın. Kapitalist sistemde başkası olmaz. Eğer çakılmaya doğru gidersen insan denilen varlık artık bir et parçasına döner. Kim emelleri için kesileceği ise pek az kişi tarafından doğru olarak bilinir. Bende bu kadar. Birkaç gün sonra rutin hayata dönünceye kadar rahatsız edeyim dedim.
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayakkabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama, küçük bir dükkan için yeterliydi. Onların en güzelini ön tarafa koyunca, çocuk vitrine doğru biraz daha
Reklam
İyi bir kitap incelemesi nasıl yazılır? Sayın 1000kitap sakinleri sitenin kolonlarını oluşturan bir şey kitap incelemeleri. Malum hiç siteyi bilmeyen biri bile araştırma yapmak istediği bir kitabı Google amcada aratıp 1000kitaba girip araştırma yapmak istediği kitapla ilgili incelemeleri okuyabilir. İşte bu yüzden kitap incelemeleri çok önemli
Katılımcılar ve Yorumlar: #5801199 Kurallar: #5782014 (BUTUNLESTIRILMIS HIKAYE) Islak, nemli ve soğuk bir akşamdı. Herkesin akşam yemeği için evlerine girip sıkıca kapısını kilitlediği Medine Sokak’taki lambalar yeni yeni ışıldamaya başlamıştı. Evlerden sokağa taşan çocuk çığlıkları
Batsın Bu Dünya - Öykü - Muhammed Işık * Bu öykü Orhan Gencebay'ın " Batsın Bu Dünya " eserinden faydalanarak yazılmıştır. Doğudaki şark görevini bitiren Ahmet öğretmen batıda görev yapmanın heyecanını yaşıyordu. Doğunun zor şartlarında iki çocuğuyla hayata tutunmaya çalışmış, köy okulunda öğrencileri ile çok güzel vakitler
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.