Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.7
Bir ülke düşünün. Sene 2025. Hava kirliliği yüzünden insanlar hastalanıyor, ölüyor. Sadece zengin kesim ‘burun filtresi’ alabiliyor. Fakir kesim ölüme terk ediliyor. Kimsenin umrunda değiller. İşte bu fakir kesimden olan Ben Richards’ın kızı çok hastadır. İşsiz ve sefalet içinde ailesiyle yaşamaktadır. Karısı, azıcık para için fuhuş yapmaktadır. Küçük kızları gittikçe ölüme yaklaşıyordur ve paraları olmadığı için ne doktor, ne ilaca başvurabilirler.
Bedava-V adlı bir kanalın yarışma programları var. Bu yarışmalar öyle canicedir ki, yarışmacıların tamamı fakir kesimden oluşur. Birçok yarışma mevcut. Mesela bir yarışmada sadece kalp ve akciğer hastaları mevcut. Bu hastaları para için merdiven çıkartıyorlar. Yarışmacılar, tempoya ayak uyduramayarak ölmeye başlıyor. Zaten izleyicinin istediği şey ise bu. Ölüm görmek. Bunlar onlar için büyük bir eğlence. Yarışmalar, ölüm üzerine kurulu. En tehlikeli yarışma ise Koşucu yarışması. 30 gün hayatta kalana müthiş miktarda para ödülü var. Bu 30 gün içerisinde Avcılar adı verilen bir topluluk bu yarışmacıyı her tarafta arıyorlar. Ayrıca diğer izleyiciler de yarışmacıyı herhangi bir yerde gördüğünde ihbar edebiliyor. Yarışmacının tek hedefi var, kaçmak. Yakalanırsan, ölürsün.
Ben Richards, bu yarışmaya katılmaya karar veriyor ve seçiliyor. 30 gün hayatta kalmak zorunda. Herkesten, her şeyden kaçmak zorunda.
Kitap o kadar sürükleyici bir kitap ki… Stephen King, en sevdiğim yazar Tess Gerritsen ile yarışmaya başladı. Böyle bir kurgu, akıcılık olamaz. Harikalar ötesi.
ÖZGÜR FİLİSTİN !
" Zulumdur dinlenen başlarsa eğilmiş
Gömleğin üstüne kadar çıkmış kalbteki kara leke"
1977' den günümüze nasılda güzel seslenmiş şairimiz. Şu günlerde başlarımız eğilmiş, FİLİSTİN ZULMÜNÜ dinlemiyor, seyirci kalmıyor muyuz? DUR! deyişimize engel olan ne? Yoksa kalpteki gömlek üzerine çıkmış kara lekeler mi?
" Dikilsen
Spoiler veren Azrail?
Savaşlarda en çok çalışanların askerler olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bir savaşta en çok savaşın sonuçlarını toplayan varlık ( Azrail ) çalışır.
Öyle bir kitap ki, anlatıcısı az önce bahsettiğim varlık. Olaylara tüm hakimiyeti ile 2. Dünya savaşı Nazi Almanya'sı döneminde (tüm o yoğunluğuna rağmen) bizlere kendisinin ilgisini çeken küçük bir kız çocuğunu ve gelişiminde rol oynayan etkenleri farklı bir bakış açısıyla karşımıza çıkartıyor.
Küçük bir kızın, okumasını dahi bilmediği bir kitabı çalmasıyla başlayan bu sürükleyici kitap, kelimelerin gücünü bize tatlı tebessüm ve acı gözyaşları içerisinde altın bir tepsiyle önümüze koyuyor.
Hitler, kelimelerin gücünü kullanarak milyonlarca insanın ölümüne sebep olurken, kitabın başından nerdeyse sonuna kadar her şeyini kaybetmiş bir kızın nasıl onu sarıp sarmalayıp, aslında her şeyini oluşturduğunu izleyebileceğiniz, kitabı okurken kelimelerin kattığı anlamları hem gözleriniz hem kalbiniz ile görebileceğiniz mükemmel bir kitap...
KİTAP HIRSIZI
Markus Zusak'ın okuduğum ilk kitabıydı. Kitap beni büyüledi. Anlatımı, konusu, anlatıcısı, olayları bakımından okuduğum hiç bir kitaba benzemiyor. Kitap 2. Dünya Savaşı Almanya'sında geçiyor. Küçük bir kız çocuğu Liesel Meminger'in evlatlık verilmesiyle başlıyor olaylar. Hans Hubermann'ın içtenliği beni kendisine hayran bıraktı gerçekten. Herkesin çevresinde olmasını isteyebileceği bir karakter. Rosa Hubermann Hans'ın eşi ve Liesel'ın üvey annesi. Çok katı ve huysuz görünsede kitabın sonlarına doğru onun kocaman kalbini görüyorsunuz. Max var tabi. Hitler zamanında Yahudi olmanın zorluklarını hepimiz az çok biliriz. Max bir Yahudi. Gerçekten yaşadıklarına rağmen hala ayakta durabilmesine çok şaşırdım. Liesel ile dostluğu kıskanılacak kadar güzeldi.
Ve Rudy...
O küçük kalbine sığdırdığı büyük aşkı. Sevdiği kız ve aynı zamanda en yakın dostu için yaptıkları başlarda sıkılmıştım ama anlatıcısı- Azrail! evet Azrail tarafından anlatılıyor kitap.- beni kendine çekti ve devam ettim. İyiki devam etmişim. 200 sayfadan sonra bırakamadım. Kitap bende olmadığı için pdf okudum o yüzden biraz geç bitirdim. Bu kitabı okumalısınız. Bence İyi ve bol kitaplı günlerr
Faruk Duman'ın yeni kitabı bir öykü kitabı değil, bir deneme kitabı. 43 bölümden oluşan kitabında Faruk Duman yazı nedir, yazar neden yazar ve edebiyatın amacı nedir, sorularının etrafında döne döne önümüze çok güzel düşünceler koyuyor.
Duman'ın edebiyatı bir ormanda yaşayan imgelerden oluşuyor. Bir dil işçisi olarak yazarın bize gösterdiği, ya
01:01 Bugün Adımı Sen Koy Kitap Yorumu
"Kitapların yası tutulur mu diye sormayın hiç bayım, bazen en çok kitapların yası tutulur."
•
Konusu: Başrol kızımız G' ölümcül bir hastalığın pençesine yakalanmıştır. Her gün kendine farklı isimler koyarak Azrail'in onu bulamayacağına inanır. G'nin az bir ömrü kaldığı için kendine ölmeden önce yapılacaklar listesi hazırlar ve bu listedeki maddeleri Baran ile birlikte gerçekleştirmeye başlarlar. Olaylar da böylelikle başlar...
•
Yorumum: Yine çok severek okuduğum bir Ng Kabal kitabı oldu. Gerek anlatımı gerek betimlemeler hepsi çok güzeldi gerçekten. Elimden hiç bırakamadım kitabı. Çok akıcıydı. Ayrıca kitabın içinde Gecenin Hikayesi'ne değinilmesi beni çok mutlu etti. Karakterlere gelecek olursak, Başkanın Kızı... her anlamda çok güçlüydü. Asla ama asla pes etmiyor, daima yaşamak için savaşıyordu. Onun o umut dolu oluşu beni kendine hayran bıraktı. Baran'a gelirsek, çok naif ve güzel bir karakterdi. O yaşadıklarını hiç tahmin edemezdim. Çok üzüldüm. G'ye yardım edişi, onu hatırlamak için çabalaması... Ne diyebilirim ki iyi ki okudum seni gökyüzü gözlü çocuk.
•
Özetle benim severek okuduğum bir kitap oldu. Tekrardan umut dolu olmamı sağladı. Hepinize önerebilirim. Ve son olarak şunu unutmayın: SAVAŞIRSAK HÂLÂ BİR ŞANSIMIZ VAR DEMEKTİR!
