Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ömer Bağlam

Ömer Bağlam
@baglam03
Uçak bakım teknisyeni
Lisans mezunu-Kocaeli üniversitesi
İstanbul
3 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Biraz sonra elindeki tepsiye yerleştirdiği incecik, zarflı fincanlarda nefis kokan, bol köpüklü iki kahveyle geldi. Birer küçük bardak su ve kahve fincanlarının yanına birer güllü lokum koymuştu. Tam eski İstanbul işi. Şu “cafe”lerin hiçbirinde bulunmazdı bu. İnsanlar niye bu güzel âdetleri bırakır da hazır kahve içerler diye bir kez daha merak ettim. Hem de tadı yabancı bir kahve. Aslında nedeni belliydi. Dünyanın değişik yerlerinde yaşayan, birbirinden farklı özellikteki milyarlarca insan, aynı tür yiyecek ve içecekleri sevmeli, aynı tarz giysileri almalı, bunun için de aynı tarz bir hayat yaşamalıydı. Böylece uluslarüstü büyük firmalar, ürünlerini dünyanın her yerinde satabilirdi.. Belki de daha korkuncu, bu sistemin yerel kültürleri yok ediyor oluşuydu.
Sayfa 303Kitabı okudu
Reklam
nasıl ki en mutlu ülke az ya da çok ithalat yapması gerekmeyen ülke ise,iç zenginliği kendine yeten ve eğlenmek için dışarıdan az ya da çok bir şeye gereksinmeyen insan da en mutlu insandır zenginlik deniz suyu gibidir:ne kadar çok içilirse,o kadar çok susanır kişinin kendi başına ve kendisi için ne olduğunun değerinin,o kişinin salt başkalarının gözünde ne olduğunun karşısında uygun bir biçimde küçümsenmesi,mutluluğumuza çok katkıda bulunacaktır. çoğu kimse,fazlasıyla bugünde yaşar,bunlar da korkaklar ve endişelilerdir.bir kimsenin doğru ölçüyü tutturduğu ender görülür sahip olmadığımız bir şeye bakarken,bizde hemen"bu benim olsaydı nasıl olurdu?"düşüncesi doğar ve şu şeyin eksikliğini duyumsanır.bunun yerine daha sık,"bu bende olmasaydı nası lolurdu?" diye sormalıyız oysa akıllık,düşündüklerimizle konuştuklarımız arasında büyük bir uçurumun bulunmasını gerektirir insanın gençliğinde,mutluluk ve hazla karşılaşmanın harika ama bunlara ulaşmanın zor olduğunu düşünür;yaşlılıkta ise dünyadan alınacak bir şey olmadığını bilinir ve bu yüzden katlanılabilir bir bugünün yaşanıldığında sevinilir ve hatta küçük şeylerden zevk alınır.
İlmin kaynağı zeka,amelinki ise iradedir.İrade terbiyesinin hakkıyla mahsul verebilmesi için ona erken başlamak lazımdır.itiyatlar kökleştikten ve huylar iyice yerleştikten sonra bu terbiye gayet güçleşmekte ve mahsul vermek için bir Eyüp sabrı istemektedir. Terbiye görmüş kötü huylar tıpkı tepesi kurumuş, fakat kökü cilt altında kalıp müzminleşmiş çıbanlar gibidir.Patlayıp akmak için bir kaşıntı fırsatı beklerler Çalışmanın neticeli ve verimli olmasının şartlarından biri; çalışmayı sevmek ve içten arzu etmektir.İşi bir angarya gibi değil, tıpkı bir spor gibi severek yapmaktadır. Severek çalışan yorulup yıpranmaz. İnsan için mevki,servet ve şöhret gaye değildir.Gaye olan saadettir.Saadetin şartı ise insanın kendi içi ile uyumlu yaşamasıdır.Beni dinle! İçinle, işin ve mesleğin uyumlu olsun.Huzur ve saadet bundandır. Herkesçe beğenilen asıl güzellik, ahlak güzelliğidir.Çünkü ahlakı güzel insan her yaşta güzeldir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hepimizin tutkuları vardır,onları siz seçemezsiniz,onlar sizi seçerler.Ama gözünüz açık olmalı.Onları aramalısınız.Ve tutkunuzu bulduğunuzda,siz yön veren muhteşem bir hediye olacaktır.Size amaç verir.Bir işiniz olabilir.bir kariyeriniz.Veya bir ülkünüz
Sayfa 274 - Jeff BEZOSKitabı okudu