Türkler yemeklerini, ilk çağlardan beri pişirerek yerlerdi. Nitekim, Göktürklerin Çin kaynaklarında bulunan ilk efsaneleri de, “İlk Türk Atasının ateşi icât ettiğini ve yemekleri pişirmeği öğrettiğini” söylüyordu.
Sayfa 53 - Milli Eğitim Basımevi, 1971Kitabı okudu
Mete'nin oğlu, Yüeçi kiralını öldürdükten sonra, onun kafatasından bir şarap kâsesi yaptırmıştı. Büyük yeminler ve devletler arası andlaşmalar, bu altınlanmış kafatasından, hep birlikte şarap veya kımız içmekle yapılırdı. Çok sonraları, yani 44 yılında bile, bir andlaşmaya oturan Hun hakanı, Çin elçilerine aynı tastan şarap içirtmişti. Göktürk devletinin kurucusu Bumin Kağan da, büyük düşmanı Avar hükümdarı'nın başından, böyle bir "and kâsesi" yaptırmıştı. Bundan da anlaşılıyor ki Mete'nin oğlunun da en büyük rakibi Çin değil batıdaki Yüeçi'ler idiler. Belki bugün okuyucularımıza bu eski Türk âdetleri biraz garip gelecektir. Fakat şimdi bile biz, "Yemin etme" yerine, "yemin içme veya and içme" demekteyiz. Bu tâbir bile, bizim onların çocukları olduğumuzu gösterebilecek bir delil olarak sayılabilir.
Sayfa 69
Reklam
Eski Türkler göğe " Tengri " derlerdi. " Tengri ", hem gök hem de " Yüce Tanrı " anlamına geliyordu. Ama onlar gök kubbesini anlatmak isterken " Kök Tengri " derler ve böylece, gök kubbesini esas büyük Tanrıdan ayırırlardı.
Sayfa 67 - M.E.B. Yayınları 1971 / 1. BasımKitabı okudu
M.ö. III. asrın sonlarında, Ortaasya’nm Türk bölümünde ortaya çıkan Büyük Hun hükümdarı Mao-Tun (Mete), Proto-Mogollara ilk darbesini vurmuş ve bu darbe, onları medeniyet basamağından büsbütün uzaklaştırmıştı. Mete’nin korkusu onları, dağların ve vadilerin ıssız yerlerine sindirmiş ve bu ilksel hayat bir buçuk asır daha gerileyerek devam etmişti. İşte böyle kaçan ve, sürülen kavimlerden biri olan Wuhuan’lar, köpeğe saygı gösteren Proto-Mogolların başında gelirler, ölü gömme törenlerinde, ölüye bir atla bir köpek kurban ederler ve ölünün ruhunun Tanrı’ya ancak bu köpek kılavuzluğu ile götürüleceğine inanırlardı.
Sayfa 564 - Türk Tarihi KurumuKitabı okudu
Türklerin yeraltı dünyası inancı da Sumerlilere benziyor. Sumerlilere göre, ölüler yeraltı dünyasına bir nehir yoluyla götürülüyor. Nehrin sonunda, Yeraltı Tanrıçası Ereşkigal'ın sarayı bulunuyor. Oraya gitmek için yedi kapıdan geçiliyor, ¹⁰¹ Aynı motif, Türk efsanelerinde de var. ¹⁰² Ögel, bu nehri Kur'an'daki cennetin irmağı olarak yorumlamak istemişse de, bunun Sumer'deki yeraltı nehri olduğu kuşkusuz. Aynı nehir, Tevrat'ta "Şeol", Yunan'da "Hades" olarak bulunuyor. 101. The Sumerian, s.203. 102. Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, s.111-112.
Sayfa 128 - Kaynak yayınlarıKitabı okudu
Yine Altay Türkleri Büyük Gök Tanrısı Ülgen'i ve yeraltı ruhu Erlik'i çağırırken, dağ ruhları ile, yer ve su ruhlarını çağırmağı da ihmal etmezlerdi. Şu dua, bu bakımdan ilgi çekicidir: "Biz, sizin hepinizi, bizim 70 dağımızı, Yer ve Sularımızı, herkesin atası Bay-Ülgen'i, ayrıca Erlik'i adlayarak çağırıyoruz!"
Sayfa 283 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.