Dudağının kıyısı hafifçe kıvrılmıştı.
Bir tebessüm.
Orantısız.
Çarpık.
Varla yok arası.
Ama orada.
...
Yalnızca bir gülümsemeydi hepsi bu. Her şeyi düzeltmiş değildi. Hiçbir şeyi düzeltmemişti. Belli belirsiz bir tebessüm. Minicik bir şey. Ormandaki bir yaprak ; ansızın havalanan bir kuşun kıpırdattığı bir yaprak.
...
Bahar gelince, karların tek tek, tane tane erdiğini biliyorum;belki de ilk kar tanesinin eriyişine tanık oldum.