Eyyy Atinalılar; Sokrates Atinadan da büyüktür...!
Sokrates'in Savunması kitabını bu sefer İş Bankası yayınlarından okuma fırsatını buldum uzun bir aradan sonra tekrar hatırlamakta faydalı oldu. Bu ikinci okumamda Sokrates'in ne kadar büyük bir değer, dönemi için kıymetli bir insan ve insanlık içinde ahlaklı, faziletli, Erdem sahibi bir kişilik, karakter olduğunu daha güçlü bir şekilde
Devlet’i Kim, Nerede, Ne Zaman, Nasıl Yazdı?
Sokrates, hiç şüphesiz, Platon’dan çok daha yaratıcı, daha erkek bir kafaydı. Kalıpları kıran,
buzları eriten, herkesin alışık olduğu düşünüşten başka türlüsünü getiren herhalde Sokrates’ti. Bu
filozof üstüne bildiklerimiz o zaman için az sayılmaz. Ama onları hiç bilmesek bile, Platon gibi
değerli
Sokrates'in, kendisini öldürecek olan baldıran zehri hazırlanırken flütle yeni bir ezgi öğrenmeye çalıştığı söylenir. "Ne işe yarayacak ki bu ?"diye ümitsizce sorarlar."Yeni bir ezgi öğrenmeye" der filozof.
Vurgun yedim baba vurgun.
Oltu taşı tesbihim, tütün tabakam ve siyah çakmağım şahit
Bir de yüreğime çizdiğin resmin vardı yanımda
Üç damla kan düştü geceye
Üç damla baldıran zehri
Vurgun yedim baba vurgun…
Ahlak filozofu Sokrates , 51 kişilik jüri önünde yargılanıyor ve idam kararı verilip, baldıran zehri ile öldürülüyor.
Öldürülmeden önce sevenleri, " Seni bu hapishaneden kaçıralım." Diyorlar. "Bu ahlaksızlıktır!" diyor ve kabul etmiyor.
"Uyduruk sözlere başvurursan jüri seni affedebilie." diyenlere de itiraz ediyor ünlü filozof.
Tarihe geçen savunmasında, idam kararı veren jüriye şunları söylüyor:
"Ölümden korkulmaz çünkü ölümün çaresi var. Ölürsün kurtulursun, ama yanlış yapmanın çaresi yoktur. Yaptığınız yanlış kıyamete kadar sizinle birlikte gelecektir!"
Bugün 2.500 yıl geçmesine rağmen, Sokrates'in yeryüzünde ismini bilmeyen yok. Peki, onu idam ettiren jüri heyetinin isimlerini bilen var mı?
Yok!
"Şu hayatı öyle bir yaşa ki , kapanışta kendini alkışlayabilesin..."