Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
HAKAN ŞENOCAK --- KALBİYE'NİN GÜRÜLTÜSÜ
Bahçeye büyük bir gürültü düştü. Kalbiye, daha akşam olmadan içmeye başladığı biralardan sonra, arka bahçeye bakan salon penceresinin önündeki koltukta sızalı yarım saatten az olmuştu. Uzaktan kumandaya güçlükle uzanıp televizyonu kapatmış, üzerinden iki yudum içilmiş bira şişesini devirmeden halının üzerine bırakır bırakmaz da uyumuştu.
Bir Hikayenin Sonu
Hikâye tamamlama etkinliğinde, farklı arkadaşlarımızın oluşturduğu eserin final sahnesini yazmak bana nasip oldu. #25030370 Bağımsız bir hikâye gibi de okuyabilirsiniz. Bu arada, burada yazanların gerçek kişi ve olaylarla hiç bir ilgisi yoktur; tamamen hayal ürünüdür. ******** Evden çıkmadan önce
Reklam
Ekim Ayı Hikaye Etkinliği İçin Yazılmıştır Martı Yaşamı Ekim ayının ilk haftası. Sıska bacakları üzerinde iri gövdeli bir martı; martı sürünün dış çeperinde heyecansız sakin bir bekleyişi var, doğanın güçlü enstrümanı olan kuzey rüzgarı gürlüyor. Dün akşam yağmasaydı kuşkusuz kumsal toz bulutu yağardı. Oysa yağan yağmurun etkisi sonucu uzaktan bakınca ıslak kumsalın yüzeyi toprak hissi uyandırıyor. Yumuşak toprakta gezginlerin ayak izleri donmuş kalmış adeta. Gün ortası güneş yok, giderek laciverte dönüşen kapalı maviye batmış kurşuni yağmur bulutları yerküreye yakın hareketsiz. Denizin bulanık bir rengi var dalgalarının ucu çalkalanarak köpürerek kıyıyı dolduruyor. Dış çeperdeki martıyı alçak zeminden yoklayan uğultulu rüzgâr ona karışan denizin ezgileri, belirsizleşmiş ufuk çizgisinde ufak tefek suskun balıkçı tekneleri göze çarpıyor. Az ötede kumsalda tek tük yürüyen insanlar yarı karaltı içinde güçlükle fark edilebiliyor, havalanan martılar, inişe geçen martılar onların çevresinde dönen çirkin ötüşlü ala kargalar. Martılar bir aradayken mutlu gözüküyorlar, Martı Jonathan değilse hiçbir martı *‘’Bizi sınırlayan her şeyi bir tarafa atmalıyız.’’ diyemezdi, tabii. Bir martı içinde bulunduğu toplamın dönüşüm geçirmesi gerektiği fikrine sahip olamazdı. Bunu bir tek insanlar yapabilirdi. * ‘’Bizi sınırlayan her şeyi bir tarafa atmalıyız.’’ Richard Bach, 'Martı Jonathan Livingston' adlı kitaptan.
HİŞT HİŞT dedik, Sait'e bir selam Çektik! - Sait Faik Kampı
Sait Faik’in ardından. Dönüş yolu çok cevvaldi, adalar vapuru dalgalarda bir kağıttan gemi misali sallanıyordu. Bazılarımızın midesi ağızlarına geldi. Kamp ekibimiz dönüş yolunda biraz buruk gibiydi. Çok güzel geçen 3 günün ardından yine hayatımıza kaldığımız yerden devam etme telaşesi, yani biz buna “MEDARI MAİŞET” diyoruz, yakamıza
En çok istanbula benzeyen gözlerini sevdim gözlerinde devrik cümleler gibi bakan kederi esirgeyen bağışlayan aşkın adıyla başladım sana erkekliğim bedeninde kimbilir kaç kez hatim indirdi kimbilir kaç kez yazdım kendimi arka sayfalarına hayatının faili meçhul bir cinayet haberi gibi kırlangıç fırtınalarına benzeyen yüzünü sevdim jilet
‘Yine de... bu dünyada sadece kış kesindir. Bunu babama Ned Stark söylemişti, tam olarak bu salonda.” “Ned Stark buraya mı geldi?” “Robert’ın Ayaklanması’nın şafağında. Deli Kral, Stark’ın kafası için Kartal Yuvası’na adamlar gönderdi ama Jon Arryn adamlara karşı koydu ve onları geri yolladı. Fakat Martı Kasabası tahta sadık kaldı. Stark, eve
Reklam
Balıkçı Martı
Aktığı yerde mi kalmalı gözyaşları? Yoksa derelerden bir yol bulup, Deryalara mı dolmalı? Evet, en doğrusu deryalara dolmalı, İnsan yoksa nasıl anlatır her demde, Dalga kıranlara vuran yürek kabarışlarını Acımsı çehreye tutunamaz da düşer her bir katre Belki ona doğru bir yol bulup da ulaşamazlar ama Hiç olmazsa engin deryalar hırçınlığına Boğdurur insan gözyaşlarını. Göğün sonsuz maviliğinde balıkçı martı, Ne kadar noksan ve yalnız ise, İşte sende o kadar yalnızsındır… Mehmet Cuma ÖZTÜRK 04.01.2016
55 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.