Helenler M.S. 212'ye kadar Roma vatandaşı olarak kabul edilmiyorlardı. Helenler için Roma imparatoru, kurtarıcıları ve barbar akınlarından koruyucuları; Romalılar ise imparatorun nezareti altında kendilerini koruyan ve yöneten bir üst sınıftı.
İnsan Roma İmparatorluğu ile ilgilenişinin her anında onun sonunda çökmüş olduğunu biliyor: Ama Roma, hala var. Bu yüzden bugün bizi tehdit etmekte olan çok daha ciddi çöküş tehlikeleri karşısında insan kendini avutabiliyor; sanki bugünküler de geçici olabilirmiş, sanki bizim açımızdan da aslında o her birimizin özünü oluşturan en küçük parçaların yıkımı değil de, sadece görülebilir nesneleri yağmalamak peşinde olan barbar düşmanların varlığı söz konusuymuş gibi.
Sayfa 137 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
962 yılında I. Oton tarafından “restore” edilen Mukaddes Roma-Germen İmparatorluğu, daha başta, biçimsiz bir siyasal güç olarak ortaya çıkacaktı. Şöyle ki: Almanya’da herhangi bir sürekli düzen kurma gücünden yoksun bulunan ve İtalyan kentlerinin zenginliğine göz dikmiş olan Saksonya,Frankonya ve Suabya hanedanlarından inme krallar, bu parçalanmış ve siyasal açıdan güçsüz düşmüş zavallı ülkeyi ele geçirip yağlamadıktan sonra egemenlikleri altına alacaklardır. Ve İtalya’nın böylece istilasını, her hükümdar değişikliğinde Almanya içinde kralla krala kafa tutan dükler arasındaki amansız mücadeleler öncelemektedir genellikle. Dükleri hizaya getiren her kral, savaşı sadece yağmalamak, öldürmek ve ırza geçmek olarak gören barbar çeteleri de ardına takıp ortalığı kasıp kavurarak Roma’ya inmiştir. Orada papa, İmparatorluk tacını geçirmektedir kralın başına.
Roma diplomasisi İ.Ö. III. Ve II. yüzyıllardaki İkinci ve Üçüncü Kartaca Savaşları sırasında, yani Roma tarafından Helenizm’e bağlı devletlere karşı verilmiş olan savaşların en kritik anında, doruğuna ulaşacaktır. Hannibal’de, stratejik alanda olduğu kadar diplomatik alanda da deha sahibi bir hasım bulmuştur Roma. Roma ve Kartaca diplomasileri, ilk olarak, kendi müttefikleri konusunda şiddetli bir çatışma haline girmişlerdir. İki devletin silahlı kuvvetleri arasındaki eşitlik, mücadelenin sonucunu büyük bir ölçüde ve daha baştan, tarafsız ülkelerin,komşu Barbar halkların ve özellikle de Helenist devletlerinin tavrına bağlı kılmaktaydı. Hannibal’e, müttefikleri olan Nümidyalı (Mağrıplı), İspanyalı ve Galyalı hükümdarlar tarafından yapılan yardım yetersiz kalıyordu. Dolayısıyla da, Kartacalı kumandan, Roma- Kartaca dünyası dışında bir çıkış yolu aramak zorundaydı kendine. Ve bakışlarını Doğu’ya, Helenist Yunan dünyasına doğru çevirdi.
554 öğeden 571 ile 554 arasındakiler gösteriliyor.