Tam bir birlikte büyüme hikayesi. 1800'lü yıllarda başlayan, Yeni Dünyaya adım atmaya hazırlanan bir başlangıç.
Isobel, çok küçükken kelimelerin renklerini görebilen küçük bir çocuk. Annesi bu yeteneğini kesfettiginde bu durumu kendisine saklamasini tembihler. Çünkü o dönemler cadilarin çok da hoş karşılanmadiği bir dönem.
Tanıştığı eczacı Edward ile evlenip rahata ereceğini düşünür ama işler hiç de umduğu gibi olmaz. Edward'ın borçları yüzünden Yeni Dünya da yepyeni bir hayata atılmak için yola çıkarlar.
Kelimelerinin Renklerini terzilik işlerinde de kullanınca çok da başarılı olur. Kendini kabul ettirmek de zorlansa da parçaları rağbet görür. Edward'ın çıktığı bir gemi seferinden geri dönmemesi Isobel'i ayakları üzerinde durmaya iter. Ve karşısına çıkan Nat, başlarda en büyük destekçisi olur. Lakin Nat'in geçmişi de yakasını bırakmaz ve Isobel yeniden Duyguların Renklerinde kaybolur...
.
Aslında bu yazdıklarımdan çok daha fazlasi var kitabın içerisinde. Geçmişe dayanan yasakların Yeni bir dünya da kabul edilebilir hale gelmesinin mücadelesi, varoluşun, 1800'lü yıllarda kadınların da kendi ayakları üzerinde durabileceklerinin kanıtı Hester.
Bu ay okuduğum en duygu ağırlıklı kitaptı diyebilirim...
.
Tavsiye Ederim.
Okumak Iptiladir Müptelalara Selam Olsun...
Aleksandr Puşkin ise yaşadığı dönemin edebiyat
