Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ülkücüler kandaştır. Ülkücüler aynı ailenin bireyleridir. Ülkücüler birbirlerine kalkan etmişlerdir bedenlerini. "Kandaşıma değmesin de bana değsin kahpe kurşunlar!" deyip öne geçme yarışındadırlar. Ülkücüler arasında üstünlük yoktur. Üstünlük Yüce Allah'ın kitabında bildirdiği gibi takvadadır. Hizmet eden, daha fazla hizmet eden bir adım öne çıkar, o kadar. Ülkücüler Başbuğ Alparslan Türkeş'in yaktığı odun alazında, Türk milletinin geleceğinin teminatıdırlar. Başbuğ "Yolumuz Allah yoludur" buyurmuştur. Bütün diğer yollar batıldır. Ülkücüler birbirlerini ölümüne koruyup kollamakla mükelleftirler. Bozkurtların Kanunu'nun özü de budur.
Ülkücülerin doğal lideri Başbuğ Alparslan Türkeş ve karşıt görüşün temsilciliğine soyunan Ecevit; asla kavgaya prim veren bir söz söylemiyorlardı. Ama ne ülkücüler, ne de solcular sahipsiz kalmıyorlardı. Polis de yanlıydı, işçi de, memur da hatta adalet de yanlıydı! İki düşman Türk gençliği oluşmuştu: Ülkücüler ve Devrimciler!...
Sayfa 209 - Bilgeoğuz YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Başbuğ'un Medeniyet Konusundaki Yorumlarından Biri
"Sözgelimi otomobil sahibi olmakla, medenileştiğimizi sanmıyorum. Bunun fabrikasını bizzat yapabildiğimiz zaman kendimizi medeni sayabiliriz. Bugünkü durumda Türkiye’deki medeniyet bir ithal medeniyeti, bir tüketim maddeleri medeniyetidir ve sadece sözdedir. Bizzat üretici ve yaratıcı olmayan milletler eritilmeye mahkumdurlar. Üstelikte herhalde daha acısı, böyle milletlerin milli kültürleri de bir istilaya uğrar, yabancı kültürlerin etkisi altında yok olur. "
BU HESAP SORULMAZ MI?
Zaferin bedeli kandır... Ülkücüye Notlar Kitabın 64. sayfasında ise, Anayasa düzeninin değiştirilerek Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığının tek kişide toplanacağı da yazılmaktadır. Kitapla birlikte Alparslan Türkeş'in yaşam öyküsünü anlatan bir ek de verilmektedir. Başkanlık sistemi gelirse, devlet ve hükümet başkanlığına «başbuğ Türkeş» getirilecektir. — Tek Meclis, tek lider... 19 Mayıs törenlerinde, Cumhurbaşkanının önünde böyle gösteri yapılmıştır. Tek Meclis, tek lider, başbuğ Türkeş..
Sayfa 172 - 7 basım 1979Kitabı okudu
Kitabın yaşayanları 2
Hemen kandaşların bulunduğu mekana gidiyoruz, çayımızı çorbamızı içiyoruz ve bizim için ayırtmış olduğu otelde dinlenmeye çekiliyoruz. Ertesi gün bizimle tanıştırdığı yiğit gardaşım İrfan bizi Viyana Kuşatmasının olduğu, Karargah kurulan ve Osmanlı havalarının estiği yerleri gezdiriyor. Öğleden sonra Yitik Bozkurt Maho Ağa ile görüşüyoruz (O'nu asıl ismiyle kimse tanımıyor Maho Ağa diyorlar.) Türk yemeklerinin olduğu lokantada yemeklerimizi yerken sohbetimiz devam ediyor, Geçmiş günümüz ve gelecek ile ilgili, İdealler yaşananlar ve Başbuğ Alparslan Türkeş'in manevi oğlu Maho Ağa ile hep Ahde Vefa dan dostluktan öte gönüldaşlıktan derken, müşterek dostlarımız canlarımızdan bahsediyoruz.
Fener YayınlarıKitabı okuyacak
MHP duruşmalarında, Başbuğ Alpaslan Türkeş mahkeme salonuna girerken hepimiz İstiklal Marşını söylemeye başladık. Hayatımın en unutulmaz anlarıydı. Dev bir coşku oluşuyordu. Bu hareketimizden sonra cezaevinde eğitim günlerine daha çok ağırlık verildi. Mamak cezaevinde her sabah söyletilen Marş, on gün boyunca yasak edilmişti. "İstiklal Marşı'nın yasaklanmasında ki gaye "biz ne istersek onu yapacaksınız" veya "kuralları biz koyar, biz bozarız", mantığı idi.
Sayfa 211 - TİMAŞ YAYINLARIKitabı okudu
200 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.