Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
geleceğini bilsem içimdeki çölün kumundan gönderirdim sana, çocukluğumun uykularından çoktan boğulup giderdim kendim su olmasam Dicle'den Fırat'tan kaç kez kurtulmuş canımı denizinin yakınına bırakırdım göğsümü çaprazlayan kollarım teslimiyet nişanı ilk baskında
Edirne'yi geri almak için yeniden savaşmaya kararlı olan İTC, 23 Ocak 1913'te "Babıali Baskını " adıyla anılan darbeyi yaparak iktidarı ele geçirdi. Enver, Harbiye Nezareti'ndeki harekata bizzat önderlik etti; nazır Nazım Paşa baskında öldürüldü.
Reklam
Karargahını Vedan avuluna taşıyan Şâmil, muharebelerden kalan vaktini burada geçiriyordu. Gâzî Molla'nın hayatını kay­bettiği avulun anısına, köye Dargiye-Vedan adını verdi. Burası, erişilemez bir sığınak olarak tasarlanmıştı. Köye ulaşmak için uçurumlarla dolu dağ yollarından geçerek korkunç yokuşları tırmanmak gerekiyordu. Halk, muazzam bir
Şamil, saldırmayı bildiği gibi geri çekilmeyi de biliyor ve kendine güvenini kaybetmiyordu. Geri çekilme emri vermesi, aşiretlerin gözündeki itibarına gölge düşürmüyordu. Savaşta böyle iniş­li çıkışlı durumlar olurdu. Rusların safına geçip sonra yeniden Şamil'e katılan aşiret mensuplarına, dönek gözüyle bakılmazdı. Böyle birçok durumda
Ruslar, ona Kızıl Şeytan diyordu. Kırmızı renkli bir çerkeska giyerdi. Sakalları kızıldı. Bütün efsanesini cüret ve kan­la yazmıştı. Atına nalı ters çakıp izini kaybettirmeyi başaran ilk kişi Hacı Murat'tı. Düzenlediği bir dizi baskında parlak zaferler kazandı. Cengutay'daki garnizonu gafil avlayıp, her taraf asker kaynamasına rağmen kimsenin ruhu duymadan eski düşmanı Ahmet Han'ın dul eşini kaçıran da oydu. Ancak bazen durması gereken yeri bilmediği de olurdu. Ahmet Han'ın eşini cariye­si yaptı. Fakat Hanım, sadece düşmanının eşi değildi. Rusların yanından ayrılıp Müritlerin safına geçen İlisu Sultanı Danyal Bey'in üvey kayınvalidesiydi. Danyal Bey'le aralarının açılma­sını istemeyen Şamil, Hacı Murat'a esirini derhal salıvermesini emretti. Hanım, çok güzel bir kadındı. Hacı Murat, istemeye is­temeye emri yerine getirdi. Bu mesele içinde dert olmuş, nefret tohumları ekmişti.
1800lerin Ramzan Kadirov'u: Bata Şanurgov
Taraflar arasında geçiş yapanlardan biri de Bata Şanurgov adlı genç bir Çeçendi. Bir avula düzenlenen baskında ailesini ve evini kaybeden bu çocuğu bulan Baron Rosen, Bata'yı evlat edindi. Büyüdüğünde gözde bir tercüman olarak Ruslara hizmet ede­cekti. Ancak bu durumu gururuna yediremeyen Bata, Şamil'in tarafına geçti. Bata'nın Rusçaya ve Rus ordusunun teşkilat dü­zenine hakim olduğunu gören Şamil onu daha da şımarttı. Ba­ta'nın iktidar hırsını yatıştırmak isteyen Şamil, onu Büyük Çe­çenistan Valisi olarak atadı ancak bu bile Bata'ya yetmemişti. Şamil'in güvenini kötüye kullanarak yönetimi altındaki avunar­dan ağır vergiler toplamaya başladı. Yolsuzluğa hiç müsamahası olmayan Şamil, onu görevden aldı. Bu karara fevri bir tepki ve­ren Bata dağlara kaçtı ve bir kez daha Rusların safına geçti. Talih bir kez daha yüzüne güldü ve Ruslar onu oldukça sıcak karşı­ladı. Herhangi bir suçlamayla da karşılaşmadı. Yüzbaşı rütbesi verilen Bata, Kaçalıkov'a (Kaçalık'ın Rusçalaştırılmış hali) vali yapıldı. Bata, burada da yetkilerini kötüye kullanmaya devam etti. Baryatinski'nin Bata'ya hiç güvenmemesine rağmen Rus yetkililer bu durumu görmezden geldi.
Reklam
Hz. Zeyd'in hayatından küçük bir kısım;
Zeyd, Cahiliye döneminde bir baskında esir düşmüş ve köleleştirilmişti. Hz. Hatice tarafından Hz. Muhammed'e peygamberlik öncesinde hediye edilmişti. Kaynaklarda ittifakla anlatıldığına göre babası daha sonra Zeydi bulmuş ve ücreti mukabilinde onu azat etmesi için Hz. Muhammed'e ricacı olmuştu. Hz. Muhammed (a.s.) hiçbir ücret istemeyerek Zeyd'e isterse gidebileceğini söylemiş ve Zeyd'i muhayyer bırakmıştı. Karar verme hakkı kendisine tanınan Zeyd'in "Ben bu adamın yanında öyle güzel şeyler gördüm ki onun yanından ayrılmak istemiyorum." mealinde konuşması, babasının yanında özgür olarak yaşamak yerine Hz. Muhammed'in yanında köle olarak kalmayı tercih etmesi üzerine Hz. Muhammed (a.s.) onu azat etmiş ve evlat edinmişti. Zeyd, Hz. Muhammed'e ilk inananlardan birisi olmuştur. Her sıkıntılı anda Hz. Muhammed'in en yakınındaki kişilerdendir. Taif'te tüm dünyanın Muhammed Mustafa'sı (s.a.v) taşlanırken kendi bedenini ona siper etmeye çalışan sahabi Hz. Zeyd'dir. O Zeyd ki ordu komutanıdır. Mute savaşında Hz. Muhammed (a.s.) için canını vermiştir. Hz. Muhammed (a.s.) onun vefatını ağlayarak sahabilerine duyurmuştur.
bir saksafondan fırlayan zehirli notaların yaratığı titreşimde kafatasımı yarıp geçen şarkılar baskında kırılan kapının ürpertisinde saklıyorum bütün uyuşturan düşleri.
Bozkurt Destanı
Türklerin ilk atası olarak bilinen Aşina boyu Hazar Denizi'nin batı tarafına yerleşti ve orada bir yaşam kurdu. Ancak belli bir zaman sonra bu boy bir baskına uğradı. Bu baskında tek bir kişi bile hayatta kalmadı. Yalnız bir erkek çocuk hayatta kaldı. Bir köşeye sinen çocuğu gören düşmanlar ondan zarar gelmeyeceğini düşünüp onu öldürmediler. Ancak ellerini ve ayaklarını kesip onu bir köşeye bıraktılar. Yarı ölü halde ki bu çocuğu bir bataklığa atıp gittiler. Her nasılsa oraya bir bozkurt geldi ve çocuğu emzirdi. Yaralarını yalayıp iyileştirdi, onu büyüttü. Baskın yapıp bu soyu yok eden düşmanlar bu çocuğun yaşadığını öğrenince dişi kurtla yaşadıkları yere geldi. Dişi kurt onu oradan kaçırdı ve Altay Dağları'nda korunaklı bir yere götürdü. Orada bir mağaraya yerleştikten sonra dişi kurt ve Aşina soyundan gelen kişi birlikte oldular. Bu birliktelikten on erkek çocuk dünyaya geldi. Bu on erkek çocuk büyüyüp evlenip Aşina soyunu çoğalttılar, güzel yerleri yurt edindiler.
241 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.