Birinci Dünya Savaşı sırasındaki Osmanlının içler acısı halini ortaya seren, birinci ağızdan yazılmış, içeriğinin tamamı gerçek olaylardan derlenmiş tarihsel bir anı kitabı.
Falih Rıfkı Atay kitapta, Birinci Dünya Savaşı sırasında subay olarak bulunduğu Ortadoğu ve Hicaz bölgelerindeki yaşadıklarını bize aktarıyor.
Yazar, bölgedeki savaşları, Mehmetçiğin içinde bulunduğu tüm olumsuz koşullarda bile nasıl fedakarca harp ettiğini, bütün bu imkansızlıklara rağmen kazanılan zaferleri, bunun yanında gündelik asayiş sağlanması için verilen mücadeleleri, ayrıca bölgenin siyasi, etnik, sosyal ve ekonomik yapısını da bize ayrıntılı olarak anlatıyor. Bütün bunlara ilaveten de, Osmanlının o dönemde yaşadığı önemli olaylara da geniş yer veriyor.
Kitap, akıcı olmasına rağmen, dilinin günümüz Türkçesine göre sade olmaması, düzensiz cümlelerle yazılmış olması ve arka arkasına farklı farklı olayların anlatılması sebebiyle biraz yavaş okumayı gerektiriyor.
Ben bu eseri, dönemin olaylarını, direk olarak o dönemi yaşayan birisinin anlatımıyla, ayrıntılı olarak öğrenmek isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap olarak değerlendiriyorum.
Çok çok yeni bir öğretmen olarak bana çok şey katan bir kitap oldu. Öğrencileri öğrenci olarak değil önce İNSAN olarak görmenin çok önem taşıdığını öğrendim. Onların hayatına nasıl dokunulacağını yıllar geçse bile aldığı eğitimin hayatına nasıl etki edebileceğini de..
Kitap birçok hayattan örnek içeriyor. Türkiye'deki birçok öğretmenin mektupları ile ülkemizdeki eğitim durumunu, nasıl daha iyi olması gerektiği hakkında yazmış Doğan Cüceloğlu. Çok güzeldi kesinlikle tavsiye ederim
İlk manga okuyuşum. Kitap aşırı tatlı. Oyun bağımlısı bir kız ve sahiplendiği kediyle alakalı. Gulumsetiyor okurken.iki kitabını daha aldım Türkçe'ye çevrilmiş üç kitabı var sanırım. Bundan sonra mangalara dev edeceğim. Normal kitapların yanında tatlı niyetine..Tavsiye ediyorum
Zaten görülen ve görülmeyen bütün düşler karanlığın ta kendisi değil miydi?
Başta tarih kitabı sandığım ama tarihi bilim kurgu bir kitap çok eğlenceli, entrika dolu, kafa karıştırıcı, ama tüm kişilerin birbiriyle bağlantısı olduğu ve aslında hepsinin tüm bir düşünceden ibaret olduğu bir kitap. Beğendim..
Kurtlar...
Hikayenin katilleri. Antep'ten çıkan küçük bir kızın Fransa'dan Türkiye'ye olan uzantıları. Değişim, kendini bulma, cinayet, koşuşturma...
Kurtların bir insanın hayatını alt üst etmesini anlatıyor Kurtlar İmparatorluğu. Türkiye'nin, Antep'in, Adıyaman'ın bazı bilindik isimlerin olması kitabı daha heyecanlı hale getirmiş. İçinde kendinizi buluyorsunuz. Fransız bir yazarın Türkiye'yi bu kadar güzel araştırması, belli yrıntılara yer vermesi de çok hoş. Klasik Grange kitapları gibi. İçinde Türkiye olması okumak için bir sebep bence :).
Öneriyorum kesinlikle okuyun...