İçinde fırtınalar koparan çelişkili dürtüler cidden kişiliğini paralize etmiştir. “Benim nasıl bir adam olduğum da belli değil,” der. “Ne ters bir adamın biriyim, ne uysal; ne alçağım, ne onurlu; ne kahramanım, ne de korkak...” Yeraltı adamı, “19. yüzyıl insanı en başta iradesiz olmalıdır, böyle olmak boynunun borcudur,” diyerek teselli bulur ve kişiliksizliğini “derin anlayışına” bağlar. Ama anlayışım derinleştikçe, batağa daha çok saplanıyorum, neredeyse boğulmama ramak kalıyor.”
Osmanlı türkçesi orta seviyede olanlar için bence çok iyi bir kaynak. Özellikle arşiv belgelerini okumak için içinde bol bol metin barındıran yardımcı bir kitap.