Sürekli bir enflasyon artışında, devletler vatandaşların varlıklarının önemli bir kısmına gizlice/fark ettirmeden el koyabilir. Üstelik böyle el koyma keyfîdir ve birçokları fakirleşirlerken bazıları zenginleşir. Servetin bu keyfi düzenlemesi sadece emniyeti değil, mevcut servet dağılımının adil oluşuna itimadı da sarsar. Haksızca hatta arzu ve beklentilerinin ötesinde başlarına devlet kuşu konanlar, enflasyonizmin proleter kadar fakirleştirdiği burjuvazinin nefret objesi ‘vurguncular’ olurlar. Enflasyon devam edip de paranın gerçek değeri aydan aya amansızca dalgalandığında, en nihayet kapitalizmin temelini oluşturan alacaklı ile borçlunun arasındaki bütün o daimi ilişkiler neredeyse anlamsızlaşacak denli kökünden bozulur. Ve, servet edinme yöntemi piyango ve kumara kadar düşer.
John Maynard Keynes
Müminler daima düşmanları hakkında bilgi sahibi olacaklar, gerektiğinde onlardan önce davranarak askerî harekât gerçekleştirecekler, barışı devamlı kılabilmek için savaşa devamlı hazır olacaklardır. Evet, bunu yapmak düşmanlarından daha çok müminlere yakışmaktadır. Çünkü inkârcıların ebedî hayatta bir beklentileri yoktur, müminlere zarar verdiklerinde elde edecekleri kazanç bu dünya ile sınırlıdır. Müminler ise dünyada barış, huzur, güven ve helâlindan maddî menfaat elde etmenin yanında, hatta bunların ötesinde Allah rızâsını elde etmek ve bunun da sonucu olarak ebedî hayatta mutlu olma fırsatını yakalamak gibi teşviklere mazhar bulunmaktadırlar.
(S)AĞLICAKLA KAL
Hava birden kararmıştı bile. Ruhsuz ve tatminsiz bir hayatım, oldukça huzursuzluk getiriyordu bana. Apartmanın önünde her zamanki gibi bir tezgah kuran satıcı bulunuyordu. Ve o satıcının kör bir üslubu vardı sanki. Kanında fakir ama gururlu bir genç dursa da asi bir düzenbazın teki hissi de çıkarımlarim arasındaydı. Buna nereden karar verdim
Yeni arayüz ve birtakım sıkıntılar üzerine...
Uygulama bu hâliyle (hali hazırda kullanılan versiyonu) gayet basit, şık ve kullanışlı. Bir anda köklü bir değişiklik yerine buradaki okuyucuların sıkıntıları üzerine birtakım düzenlemeler yapılması kâfi gelir, diye düşünüyorum.
Şahsi düşüncem ise şu; mesaj kutusunun genel olarak değilse de özel olarak amacı dışında kötüye kullanıldığı sürekli dile getiriliyor. Bu duruma ilişkin genel şikayetler dinlenilerek bir çözüm getirebilir. (Bu noktada mesaj hanesinde "Sadece Takip Ettiklerim" şeklinde bir sınırlandırılma var.)
Kendisini rahatsız ettiğini düşünen kullanıcıyı engelleme, siteye bildirme, daha da ötesinde kişilerin şahsi olarak o kişileri hukuki yönden şikayet etme hakkı her zaman kişi bazında saklı.
Ayrıca; bir uygulama amacı dışında kullanılıyor ise; bunu kullanan kişilerin bundan sağlayacağı beklentileri demek ki; kitap ve okumaya yönelik demek değil!
Burada "Kütüphaneciler" gibi bu tarz şikayetleri değerlendirecek ve o kullanıcıları siteye erişimini kısıtlayacak, engelleyecek bazı moderatörlerin sayısının artması gerektiği lazım gelmektedir.
Veyahut site algoritması içinde bir otomekanizma kurularak bu kişiler uygulamadan uzak tutulması sağlanmalıdır. (En azından belli bir okur puanına ulaşılmadan mesajlaşma özelliği devre dışı bırakılmalıdır.) Zira sürekli atılan okur şikayetleri genel sayfa akışında bu rahatsızlık üzerine olduğu görülmektedir.
Şahsi olarak ricam uygulama bu şekli ile genel olarak kullanışlı. Umarım bir anda temelden bir değişiklik yerine lokal ihtiyaçlar ile tüm okuyucuların sorunları çözüme kavuşturulur.
Bütün kitap severlere iyi okumalar diliyorum.
Büyük Gece
Kaç kez hayretle baktım sana, başlangıcı düne ait bir
pencereden,
öylece durdum ve hayretle baktim. Yeni kent, benim için
yasak kent gibiydi henüz, ve inatçı manzara kararmaktaydı;
sanki ben,
hiç yoktum. En yakınımdaki nesneler bile çabalanıyordu
anlaşılır
Olmak uğruna. Yol, sokak lambasını itip geçiyordu
yabancıydı. Sonra
ötede-bir oda,
Teknisist akıl kapitalizmin aklıdır
Marksizm insanların maddi yaşamlarını üretir ve yeniden üretirken birbiriyle girdikleri toplumsal ilişkilerin bilimsel-eleştirel analizini temel alır. Kapitalist toplumdaki herhangi bir sürecin analizi, kapitalist üretim ilişkilerinden başlamak zorundadır. Yalnızca neyin ne kadar üretildiği değil, kimler tarafından (toplumsal emek) kimlerin çıkarı