Hani diyor ya Ahmed Gazali:
Senin gönlün daima meshur ve musahhardır mazursun...
Sen gamın ne olduğunu hiç bilmedin,
mazursun...
Ben sensiz bin gece kan yuttum,
Sen bir gece sensiz kalmadın.
Mazursun...
Öyle demiş ki pîrim, bir bekleyiş ve yorgun kalplere şifa niyetine...
İÇİMDEKİ KENAN ÜLKESİ / YUSEF MASADOW
DEDİM, USULCA VE ADABINCA... Dünyadaki en zor şeydir, beklemek... Bir yanı umut, bir yanı nevmit; ölmek ile dirilmek... Bekleyiş... Ki; aslında, sabrediş... Aşkın berzahı... Cinnet mi, cennet mi?..
DEDİM, USULCA VE ADABINCA... Artık, Aşk karar verecek... Üfleyenin yemini, gününü bekleyecek... Son harfin
-Durursam bir daha kurtulamam.
︎ziyanı yok Günışığı yeter bize
-Yüreğim kaydıysa günah mı?
︎Çamura saplansam yardıma gelir misin?
-Elini tutum sıcacıktı yüreği elindeymiş gibi.
︎Elinden tutuversem benimle gelir misin?
-Seninim işte alıp götürsene beni
Sanat dalları, birbirlerinden, birbirlerinin yöntemlerinden yararlanırlar. Selvi Boylum Al
En uçtaki sis bulutu güneyden gelen toz,
Evler ve ırklar arası gruplaşmış bir şehir,
Kentliler eski yeni diyerek avunuyorlar.
Eski Mardin'den aşağı bakınca iki tepe arasında Pazarcık görünüyor.
Daha uzaktan bakınca karınca yuva yapmış gibi.
Biz alemin içinde bir tozuz biliyorum fakat çıplak gözle gözlemlemek için iyi bir yer.
Peşim sıra
“İntihar ölümcül bir hastalıktır ve insan hasta olduğundan emin olamaz ki tedavi olabilsin. Mucizevi bir ilacı yoktur. Drieu’ye gelince, psikanaliz onun için romancının
araç gereçlerinden biri olagelmiştir.”
JACQUES LACAN
Le Feu Follet, Pierre Drieu La Rochelle’in intihar eden arkadaşından sonra kaleme aldığı bir eserdir. Türkçe’ ye “Hayalet
Bir girdap,
Bir boşluk,
Bir sıkıntı var içimde
Bir bilinmezlik var
İçinde kendini kaybedecek kadar derin ve geniş
Bir bekleyiş içindeyim
Ne beklediğimi bilmeden
Bir düşünce girdabında yım
Ne düşündüğümü bilmeden
Bir umut var içimde
Bir ışık bekliyorum belkide
Diyorum ya bilmiyorum, bunuda bilmiyorum
Ben hiç bir şey bilmiyorum
Evet bilmiyorum
Peki bilmek için ne yapmak gerek??
Estragon: ee gidiyor muyuz?
Vladimir: evet hadi gidelim.
- Kımıldamazlar -
Asla gelmeyecek bir şeyi bile isteye bekleme eylemsizliğinin tiyatral dökümü...
Beckett, zannımca her düşünen gibi düşünmenin absürt zararından muzdarip bir hasta. Savruk ve ritimsiz dil eseri kucaklıyor ve kişinin katlanması bekleniyor. Başlamadan önce
Merhabalaaarr. Yüzyüze, diğer Cengiz Aytmatov kitapları tarzında yine bir savaş ortamında geride kalanların hüzünlü öyküsünü anlatacağını zannederken bu sefer bir savaş kaçağını anlatıyordu. Seyde, yeni evlendiği zamanlarda eşini savaşa göndermek zorunda kalır. Acılı bekleyiş bütün köyün kadınlarını üzerken Seyde'nin eşi bir gün çıkagelir. Gündüzleri bir mağarada geceleri ise evinde saklanan İsmail'in bu saklanışı korku dolu günler geçirmesini sağlar. İnceliği ve akıcılığı ile çok çabuk bitireceğiniz, etkileyici sona sahip bir kitaptı. Ben çok sevdim. Tavsiye ederim.
Varlıkla yokluk arasında bir yerdeyim,
İki derenin ortasında,
körpe, çorak bir toprak yatağım,
üzerinde bitmeyen kuru ot da bedenim.
Gölgelerin üzerinde yükselirim,
Gün ışığı gördüğümde tükenirim.
Varlıkla yokluk arasında bir yerdeyim.
Sonsuzluğa uzanıyor burada her şey
Zaman denilen bir kavram yok
Bazen yavaşlıyor, susuyor rüzgar,
bazense hiç
ayrılış günü yüklemediler bir şey
alaca tüylü develere
en son o ayrıldı
haykırdım tutamadım kendimi
uzaklara gitme diye
ey benim iki gözüm, canım
kesib’e mutlaka uğra
yönel lâ’lâ tepesine doğru