Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yüksek müsaadenizle bugün biraz kendinden bahsetmek istiyorum. Sizlere derinin altında sıkışıp kalan bir cam kırığından bahseder gibi, hayatımdan bahsedeceğim. Bu hiç bir şeyi değiştirmeyecek. Beni anlamayacaksınız, sadece ara sıra bardağınızdaki kadehlerden yudumlar alıp, yüzünüze beni dinlediğinizi belirten mimikler konduracaksınız. Abiler,
Yeni bir hayat
İsmet eşini seviyordu ama eşini sevmesi yetmiyordu. Eşiyle birlikte kaynanasını, kayınbabasını, kaynını, baldızını ve hatta hayattaki tek marifeti göbeğinde çay bardağı durdurabilmek olan bacanağını da sevmek zorundaydı. İsmet bu duruma deli oluyordu. Evde her şeye eşi karar veriyordu. İsmet'in hangi balkonda oturacağına kadar. Karşı
Reklam
‘’artık eskisi gibi hissetmiyorum, düşünmüyorum, istemiyorum. canım hiçbir şey yapmak istemiyorum. sabahlara kadar oturuyorum. yalnız kalmak için... gecenin sesini dinlemek için... güneşi daha az görmek için... sosyal hayata katılmamak için... yüzümü kimseye göstermemek için... kimseyi görmemek için... öğlene kadar yatıyorum. uyanınca da yataktan çıkmıyorum. çıkmak istemiyorum. kitap okumuyorum. okuyamıyorum... çok zorlarsam belki birkaç sayfa... kulaklığımı hiç çıkarmıyorum. sabahtan akşama kadar müzik dinliyorum... en sevdiğim şarkıyı yüzlerce kere dinliyorum... kimseyle konuşmuyorum, yazmıyorum zaten merak eden de yok. hiçbir zaman merak edilecek bir insan olmadım. kimse için... evden hiç çıkmıyorum. ailem bu halimi farketmesin diye akşam yemeğinden sonra onlarla oturuyorum, çay içiyorum, tv izliyorum, gülüyorum, konuşuyorum. ama isteyerek değil. artık eski neşem yok. ruhum öldü benim. bedenimi de ya öleceği günü bekleyeceğim ya da bir gün ben öldüreceğim... ‘’ sigara içmiyorum bu yazıyı okursanız bir tane de benim için yakar mısınız? F.K.
Bu günden geçmişe elveda
İlkim iyikim.... İyi ki varsın her şeye rağmen iyi ki girdin hayatıma son kez içimde kalan her şeyi anlatacağım artık senden geriye içimde bir şey kalmasın diye... Sen anlasanda anlamasanda ben anlatacağım. Bir ömür yanında olmadığım için üzgünüm zaten istemezsin ama yinede seni bu hale getirdiğim için üzgünüm ama ben de bittim bunu bil isterim,
İlk öykü denemem :) Yorumlarınız değerlidir benim için
TURUNCU Soğuk bir kış gecesiydi. Doğa; yeni yılı beklemiş gibi biriktirdiği en sert ve soğuk rüzgarını üzerimize fırlatıyor, dişlerimizin gıcırdamasına yetecek kadar donuk bir hava dağıtıyordu. Rüzgarın uğuldayışı boşlukta süzülüp aceleyle yüzümü yalayarak geçiyor ve sırasını sonraki hava akımına bırakıyordu. Oldum olası bu sert ve kuru havadan
Cemal Süreya Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa. Şems-i Tebrizi Düzenim bozulur, Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Reklam
BİR UMUT HİKÂYESİ Hayat işte insana ne zaman güleceği belli olmuyor. Kimi zaman ne sevinçlerle, sabırla bekledin hayat hiç ummadığın bir zamanda, umut dolu hayallerle gelmiş haberin bile olmuyor. İşte bu hikâye küçük yaşta lösemi olan Nisan’ın hayalleriyle meydana gelen umut dolu hayatın başlangıç hikâyesi… Nisan lösemi olduğunu
Saliha Bir Hanım İstiyorum. (Okumanızı Mutlaka Tavsiye Ederim)
Yaş 25 evlilik zamanı geldi geçti derken annem yuva kurma konusunu açtı. Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye düşünüyordum. Yakın bir akrabamızdan haber geldi. Komşuları çok dindarmış. Kızın, ailesinden daha da dine bağlı olduğunu duyunca sevindim. Gittik bir görelim görüşelim dedim. İlk ailesiyle konuştum. Hatta ben konuşmadım sürekli onlar
Kabuğuma o kadar çekilmiş o kadar derinine saklanmışım ki oraya neden bu kadar gömüldüğümü unuttum. Orada sadece kendim olmak, kimseyle herhangi bir söz, kelime etmek istemiyorum. Ağzına fermuar çeken çocuklar gibi o fermuarı kapatıp sadece kendim açana kadar hiç kimseyle hatta kendimle dahi konuşmak istemiyorum. Zihnime de ağzım gibi fermuar çekmek istiyorum hiçbir şey düşünmesin diye. Sadece koca bir sessizlik ve o bilinmezliğin ortasına kendimi oturtup hiç birşey yapmadan belki saatlerce belki de yıllarca kılımı dahi kıpırdatmak istemiyorum. Belki diyecekler bu bir depresyon hali. Bilirsiniz insanlar etiket kullanmayı çok severler varsın kullansınlar. Benim için bu hal tırtılın kelebeğe dönüşmeden önceki hali. İnsanların gerçekten bir durması gerekli. Sürekli bir yere bir şeye yetişmek bitmeyen döngüye sürekli ayak uydurmak fark edilmese de çok yoruyor ve hatta bazen nefes almayı bile unutuyoruz. Her zaman kendiniz için bir durak mı dersiniz dinlenme mi bilmiyorum ama ben koza diyorum. Kozamıza çekilme zamanlarımız mutlaka olmalı. Bir durmalı, hayattaki varlığınızı hatırlayıp yaşama öyle dönmelisiniz. İşte o zaman kelebek kadar hafif ve güzel bir hayatınız olabilir. Senanur Çekici
BU KADINLARIN ÇIĞLIKLARINI DUYUN! (Sema Maraşlı) On sekiz yaş altında evlenmenin cezasını çeken genç kadınlar onlar. Severek isteyerek düğünle dernekle evlendikleri kocaları hapiste, gerçek tecavüzcülerle aynı koğuştu yatıyor. Onlar da dışarıda babasız büyütmek zorunda kaldıkları çocukları ile hayat mücadelesi veriyorlar. Kocaları hapiste
278 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.