Sezgin: Siz kitabımın muhtevasından bahsettiniz. Ama ben bahsetseydim başka bir şey söylerdim. 2. cilt şiirden bahsediyor. Hacimli bir cilt yazdım, Arap şiiri, diye. İslam şiiri değil. Arap şiiri, muazzam bir şiir, müthiş bir şiir! Yunan şiiriyle mukayese etme cesaretini Yunancam ilerledikten sonra gösterdim. Size şu kadarını söyleyeyim: Bazen kafamda birçok Arapça beyitler var. Güzellerinden bir tanesini tekrarlamaya çalışıyorum, bakıyorum ki bir kelimesini unutmuşum ve saatlerce o kelimeyi bulmaya çalışıyorum ama bakıyorum ki o kadar güzelini bulamıyorum. Sonra kaynağına bakıyorum ki başka bir kelime karşıma çıkıyor. Hayretlere düşüyorum, gerçekten müthiş bir şiir. Arap şiirini, 2. cildini biraz geciktirdim. Astronomi ve kimya ciltlerini daha evvel yazdım. Şu bakımdan: Derslerim için çokça malzemeye ihtiyacım vardı. O zaman çok azdı. Bugün artık bütün etütleri topladık, neşrettik. O zaman bu imkânlar yoktu. Ders vermekte zorluk çekiyordum. Onun için şiiri bıraktım, tabii ilimlerin ciltlerini yazdım. Arap edebiyatı tarihini Brockelmann yazdı. Burada yeni olan nedir? Ben ilk defa neyi yazdım? Mesela İslam'da kimya tarihini ilk defa ben yazdım. Kimya tarihi daha önce yazılmamıştı. İslam botanik tarihi yazılmamıştı. İlk defa onu ben yazdım. Tip tarihi diye bir şey yazılmıştı ama Zooloji tarihini de ilk defa ben yazdım. 4. ciltte şu sonuca ulaştım: Müslümanlar kimya tarihi
bakımından modern kimyanın temelini atmışlar. Bu muazzam bir şeydir. İleride hangi şahısların modern kimyanın kurucuları olduğunu anlatacağım... 5. ciltte matematik tarihini ele aldım. Matematik tarihi yazılıyordu. Ben de başka şekilde ele aldım.