Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen geldin. Benim eziyetim dokundu sana. Ama bağışla, senin sen olduğunu bilmiyordum. Ne zaman ki öfkemin üzerine indi yağmur. O zaman duruldum. Sen saçlarını tararsın. Ben seni, puslu aynanın içinde bir resim, ağır ağır uçuşan perdenin üzerinde bir gölge olarak fark ederim. Masal keser dört bir yan. Seni yeşiller içinde bir cennet çiçeği velvelesinde ilk kez gördüğümde, sen o musun, diye sormam bile. Bilirim ki rengini gizlesen kokunu saklayamazsın, perdeni çeksen ışığını boğamazsın. Benim gördüğüm benim rüyamda kalır. Senden şüphelenmek yerine çimento yanığı göz bebeklerimden şüphelenmeyi yeğlerim. Fark ederim aynanın sırtındaki sırrı. Eksiğim gibi durduğunu. Güvercinlerin kanat sesleri inşaat işçilerinin yanık türkülerine karışırken fıtratın dilinde işlemeye başlarım. Bir yanımdan sakinleşir ama bambaşka bir yanımdan taşarım. Bir başka aynada tanırım kendimi. Bundan böyle hoş-halim. Latifim. Gördüm ya seni görülmek de isterim. Yağmurun rengini ateşte seçerken ne yana gitsen sana dönerim. Çıkarırım alnımdaki kara bağı. Bahtımı ekmeğine bağlarım. Anlamsız varlığım anlam bulur. Başkalaşırım. Mademki elinin dokunduğu her şey, bir bardak çay, iki parça şeker olsa bile. Harikulâde bir şey. Çamura saplanmış kara lastik pabucun bütün masallardaki kristallerden daha varlıklıdır. Ama yokuşun dik senin, yükün ne kadar ağır. Senin taşıdığın benim belimi büküyor. Sen ezilme, bel verme diye her şeyden vazgeçebilirim. Sarı bir sayfanın resmiyeti üzerinden kazınan vesikalık bir fotoğraf gibi bir anda kimliksiz kalabilir, ismim gibi cismimden de geçebilirim.
Sonbaharda
Kimse sonbahar rüzgarların daki sırrı bilmeyecek. Yanımdan o ilk geçip gittiğin an adım adım Rüzgarların içinde sakladığı kokunu her sonbahar Güneşli günlerde getirdiğini bilmeyecek Gülüşünde ne çok şey sakladığını öğrenmeyecek Susadığım da bir pınarın başında seni andığımı Seni Sonbahar da sevdiğimi ben bile bilmiyordum Sırrını sonbahar bize getirecek birlikte seveceğiz.
Reklam
İstanbul'da Gazeteciler Cemiyeti Lokali'ndeydim; Cemal Süreya'nın ölümüne iki ay kadar bir zaman kaldığını bilmiyordum. Cemal, aynı lokalde pazartesi toplantılarını yapıyor yıllardır, sık sık görüşmesek de bir yakınlığımız vardı. Cemal, masasından kalktı, yanıma geldi, sarıldı, öptü ve kulağıma, ''Yalçın, ben de Kürt'üm" dedi. Yıllardır Cemal'i bilmeme karşın, ben Cemal'in Kürt olduğunu bilmiyordum. Belki Cemal de bilmiyordu. Cemal Süreya, Kürtlüğünü, kökünü duyarak öldü. Mücadele sayesindedir. Cemal Süreya, ölümüne yakın, kimliğine kavuştu: Mücadele sayesindedir.
Sayfa 243 - Başak Yayınları
Kibir ve gurur abidesi Foma Fomiç
— Foma, ben yine arkadaşlığına layık olacağım; yemin ediyorum ki, olacağım! — Layık olacaksınız ha?.. Bunu neyle temin ediyorsunuz? Ben Hristiyan olarak sizi affedeceğim, hatta sizi seveceğim de... Ama insan, hem de mert bir insan olarak sizi ister istemez küçümseyeceğim. Bunu ahlak namına yapmalıyım, yapmaya mecburum. Çünkü, tekrar söylüyorum:
Sayfa 142Kitabı okudu
Burası, çektiğim cehennem azabının doruğudur... Burada çocukluğumun üç yıllık işkencesinin acıları son buluyor... Çünkü Tanrı, bana karşı zalim davrandı ve Kira’yı benden esirgedi, ama yine de hayırlı oldu. Bu hayır, bana bir dost gönderdi. Yaralı bedenimi toplayarak, kendimi güçlükle yolun öte yakasına sürükleyebildim, bitkin bir durumda yere
Oda KitapKitabı okudu
31 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.