Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evet, her şeye rağmen seviliyordum, sevildiğimi de bilmiyor değildim; fakat bu bana kâfi gelmedi, istedim ki çok, pek çok sevileyim, kendi sevdiğim kadar değilse bile -çünkü buna imkan yok- ona yakın sevileyim. Bu kadar sevilmeye benim hakkım var mıydı? Zannetmem. Ben küçük, cahil bir kızım.
Sayfa 480Kitabı okudu
Allah için iyi kızmış. Hanım hanımcık mektepte oturuyor. Bir işi olursa bana haber versin." Bu iltifata, tabii teşekkür ettim. Burada beni beğenen, sık sık ziyaretime gelen bir ehemmiyetli şahsiyet daha var: Köyün ebesi Nazife Molla. Adı Zehra, yahut Ayşe olmayışına göre, herhalde başka yerli bir kadıncağız ki, çok geveze olması da bunu
Sayfa 92 - Reşat Nuri Güntekin
Reklam
Ayaklarımın altından geçiyor bir deniz. Ben bir küçük kızım, ben bir deli kızım. Siz beni ne anlarsınız, siz!
1952/ GüzKitabı okudu
Yanlış, çok yanlış bir iş tuttuğumu bugün artık itiraf edeceğim. Ben her şeye rağmen seviliyordum, sevildiğimi de bilmiyor değildim; fakat bu bana kâfi gelmedi, istedim ki çok, pek çok sevileyim, kendi sevdiğim kadar değilse bile -çünkü buna imkân yok- ona yakın sevileyim. Bu kadar sevilmeye benim hakkım var mıydı? Zannetmem, Kâmran. Ben küçük, cahil bir kızım. Sevmenin, kendini sevdirmenin de bir yolu var, değil mi Kâmran? Halbuki ben bunları hiç, hiç bilmiyordum... Kâmran, ben seni sevmesini, senden ayrıldıktan sonra öğrendim. Hatta yaptığım tecrübelerle, başkalarını sevmekle sanma sakın. Gönlümün içindeki ümitsiz hayalini sevmekle. Zeyniler Mezarlığı'nın karanlığında, rüzgârın sabahlara kadar haykırıp ağladığı uzun gecelerde, çekçek arabalarının ince sesli, yanık çıngıraklarının titrediği boş sahralarda, Söğütlük bahçelerinin ılık iğde kokularıyla dolu yollarında, ben hep seninle yüz yüze, senin hayalinin kollarında yaşadım... Kâmran, biz asıl bugün birbirimizden ayrılıyoruz... Bütün olan, geçen şeylere rağmen, sen yine bir parça benimdin; ben bütün ruhumla senin...
Sayfa 480 - Feride
92 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Hiç şiir okumayan ben, grubum #heraybirşiirbirromanokuyoruz ile bir giriş yaptım. Şiir okumak, incelik istermiş, özen istermiş, sakinlik ve durağanlık istermiş. İnşallah bende bunları yapmayı okuya okuya öğreneceğim.Tabiki bir polisiye tutkunu olarak şiire Ahmet Ümit'ten başladım. Küçük Kız Bir küçük kızım var. Güldü mü; kurur birer birer gül bahçeleri kıskançlıktan. Ağladı mın kahrolur en yetenekli midyeler dökülüyor diye inciler gözpınarlarından. Kar beyaz teninde açan sürmeli gözler, dağ ceylanlarından birer armağan. Saçları tel tel örülmüş ipek kozalarından. Yeşil bir söğüt dalı gibi taze, Şafakta patlayacak bir tomurcuk kadar umurludur. Bir dünya dolusu insanı sığdırmış minicik yüreğine. Sevgi güneşli bir deniz gibi şavkır gözlerinde. Ama bir küçük çelişkisi var benimle, o bir an önce büyümek peşinde. Bense; insanlar onun gözleriyle baksınlar istiyorum birbirlerine.
Sokağın Zulası
Sokağın ZulasıAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 20191,610 okunma
Namazdan sonra erkekler tabutu taşımaya gittiler. Ben de tabutun bir kenarından tuttum. Çok hafifti. Tabutun hafifliği insanın canını acıtıyordu. Mezarın başında Kalender birden fenalaştı, "beni de kızımla birlikte gömün" diye bağırıyordu, "kızım nereye gidiyorsun? Yavrum nereye gidiyorsun?" Tolstoy'un yedi yaşındaki oğlu öldüğünde kırlarda "ölüm yok, ölüm yok” diye bağırarak koştuğu aklıma geldi. Mezarı örttüler. Akrabaları Kalender'i götürdü. Küçük kalabalık mezarların arasından duman gibi dağılıp yok oldu.
Sayfa 134Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.