İçim rahat. Ben seni, başkasından görsen kıskanıp keşke bende böyle sevilseydim diyebileceğin bir sevgiyle sevdim. Ömrün boyunca imrenmeyecek olmanla baş başa yaşayabilirsin..📌
Birini sitem edemeyecek kadar çok sevmek
Bunları bir daha dinleyemeyeceğime, bir daha senin benden böyle bir şey istemeyeceğine, hatta seni dünya gözüyle bir daha görmeyeceğime öyle inanmıştım ki, bunları içime, kimsenin görmediği derin bir kuyuya gömdüm. Çıkarmak zor, belki de mümkünü yok.
- Bu sözünde tarizler, sitemler var mı Elif?
- Hayır, ben seni sitem edemeyecek kadar çok sevdim, bilirsin.
Sayfa 291
Gökyüzünde kuş olsam seni görür inerdim
Ufukları rüzgarları senin için yenerdim
Bu alemin her satıra gökyüzünün bin katına
Kederlerin inadına senin için gülerdim
...
işte böyle sevdim
eşi benzeri olmaz bir sevgi bu
bilirsinki benim sevgim hep bu
kendime hiç engel olamadım
ben ölümüne sevdim
gece gündüz yollara sevdalar ektim
bu uğurda herşeyi gözümü kırpmadan çekerim
hatta çekmişim
ben daha doğmadan seni sevmişim
senden başkasını bana söyleseler gülerim
inanki bu dünyaya bin defa gelsem
BİN DEFADA SENİ SEVERİM
Sen ülkem kadar güzeldin,
ve ben dili yasaklanmış,
bir halk kadar çok sevdim seni.
Sen tuna olup aktın,
bense dicle.
Böyle sessiz sakin coştuğumuz oldu.
Sen türkçe baktın,
bense kürtçe sevdim...! ✌🏻🌿
#MehmedUzun 💙
Ümit Yaşar Oğuzcan - 50 Yaş Şiiri
Ne zaman baksam çevreme elli yıl sonra
Hep aynı gürdüklerim; bir keşmekeş, bir bozuk düzen
Bir lokma ekmek uğruna tükenmesi insanların
Yaşamak ve ölmek için hep aynı neden.
Sefil doymazlık: ete, kana, paraya
Öylesi bir açlık ki eksilmeyen, bitmeyen
İnsan, ezebildiğince mutlu insan, oğul
Nereye gidersen git hep o tuzak, o dümen..
Küçük
üzülmedin mi sahi?
Seni kabul olmuş duam, limanım, huzurum bildim.. Böyle bilince de hâliyle çok ama çok sevdim. Görmeden de sevebiliyormuş insan sesini, merhametini, fedakarlığını.. Seni çok sevince çocuklaştım ben, deli sevdim biraz seni.. Deli sevmek suç muydu bilmem ama cezam kaybetme korkusu oldu.. Biz, biz olamadık.. Birbirimize iyi gelemedik.. Suçumun cezasıydı kaybetmekti, kaybettim. Peki sen de kaybetmedin mi, üzülmedin mi sahi?
Çaresizim ya ben şu an.
Acılar içindeyim.
Kıvranıyorum.
24 saat geçti üzerinden ama hala kıvranıyorum. Bağırmak, haykırmak, küfretmek istiyorum.
Ölümüne kadar yürümek istiyorum.
Şimdi ikimiz, bilmiyorum.
Kiminle uyuruz..
Kime sarılırız kendimizden kaçıp.
Ya unutursam seni?
Affedermisin kendini.
Sahi, düşmek ister misin gözüm
Ben böyleyim işte... Böyle büyük sevdim seni... Bir varlığı seviyor olmak kolaydı her zaman. Bense yokluğunu sevdim senin. Kolay olan varlığını değil, zor olan yokluğunu sevdim...
“13 Ekim 1987
Salı
Sevgilim;
Her gün kötücül bir düşü kurmak ve onu taşımak artık kılgıyı gerektiriyor. Sana böyle bir yük bırakmak istemezdim ama sen akıllı ve güçlüsün, çabuk unutursun.
Bu durumdan kimse kimseyi ya da kendini suçlu, sorumlu saymasın, çünkü suç yok. Yalnızca ırmağın akışına bir müdahele söz konusu! Her anın niye'sini sorgulayan bir varlığın saygısızlığını yok etmek için kararlaştırılmış bir eylem bu! Çocukluğun kendini saf bir akışına bırakması ne güzeldi. Yiten bu işte! Bu tükenişle hiçbir yeni yaşama başlanamaz, bu nedenle tüm sevdiklerime elveda diyorum. Ben'i bağışlayın! Bunu en çok annemden, babamdan ve Kağan senden diliyorum. Dostlarımdan da!
Nilgün Marmara Önal
Seni hep sevdim Kağan!
Hoşçakalın!"
AYRILIK, GÖNÜLE AYKIRILIK
Bugün günlerden ayrılık,
Lütfen, lütfen herkes sussun.
Boğazım düğümleniyor, yutkunamıyorum,
Lütfen, bugün sadece bu yürek konuşsun.
"Unut" demeyin, "Vazgeç" demeyin,
Sadece kanayan yüreğime kulak verin.
"Karşına daha iyileri çıkar, takma." demeyin,
Demeyin, bana "Yârdan vazgeç." demeyin.
Yanıyorum
Ben seni hiç sevmedim ki
Yorgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim
Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim
Birde yıldızları sevdim
Eylül akşamlarında gelip,
Gözlerinde tutulan.
Fâriğ olmam eylesen yüz bin cefâ sevdim seni
Böyle yazmış alnıma kilk-i kazâ sevdim seni
Ben bu sözden dönmezem devr eyledikçe nüh felek
Şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni
Şeyh Galip
fariğ olmam eylesen yüz bin cefa sevdim seni
böyle yazmış alnıma kilk-i kaza sevdim seni
ben bu sözden dönmezem devreyledikçe nüh felek
şahit olsun aşkıma arz-ü sema sevdim seni
Şeyh Galip
Delirinceyekadar işkence çekmek...
Acı bir ifadeyle: «İkimiz de ölünceye kadar seni yanımda tutmak isterdim,» dedi. «Senin çektiklerine umursamamalıyım. Zaten, senin çektiklerin derdim değil. Hem, neden acı çekmeyecek mişsin? Ben çekiyorum ya... Beni unutacak mısın? Ben toprağa girince sen mutlu olacak mısın?
Bundan yirmi yıl sonra: 'işte, bu Catherine Earnshaw’ın mezarıdır. Bir zamanlar onu çok sevmiş, onu yitirince perişan olmuştum, ama artık geçti. Ondan sonra daha bir çoklarını sevdim. Çocuklarım benim için ondan daha
değerli. Ölürken de onun yanına kavuşacağım için sevinmeyeceğim, çocuklarımdan ayrılacağım için üzüleceğim" mi diyeceksin?
Böyle mi diyeceksin, Heathcliff?»
Adam, başını güçlükle kurtarıp dişlerini gıcırdatarak: «Beni de kendin gibi delirtinceye kadar işkence çektirme!» dedi.
