Liseden sağ çıkabilmek başlı başına bir mucize.
Kitap böyle başlıyor. Tüm o lise baskısını, arkadaş baskısını, üniversite baskısını, aile baskısını anlatan cümle aslında. Tüm bu baskılar arasında ayrıcalıklı çocukların hikayesi. Daha doğrusu ilk sınıftan itibaren her türlü zorlu göreve sokulmuş öğrencilerin kıdemli olup, ayrıcalıklı olmasının hikayesi.
Her zamanki gibi ölen bir öğrenci ve onun katiliyle ilgili bir hikaye. Açıkçası hem lisede geçen gençlerin hikayesini hem de öldürülen bi öğrenci sonucunda onun arkadaşlarının dedektifçilik oynamasını çok seviyorum. Kafamı dağıtıyor ve inanılmaz akıcı oluyor. Bu kitap da öyleydi. 3 yıl önce öldürülen Shalia’yı gerçekten erkek arkadaşı mı öldürdü? Onu sorguluyoruz. Ki aslında bu sorgulama sırasında şüphelendiğim biri çıktı ama kitabın ortasına doğru şüphelerim gitmişti. En başta herkesten şüphelenmiştim sadece. Bana biraz sürpriz oldu. Ki karakterlere de sürpriz oldu. Buradan bile anlamam gerekirdi aslında. Hep sürpriz isim çıkar. Neyse asıl katilin bulunması ve sonu dışında kitap iyi ilerledi bence. Tek sorun geçmişe dönüşlerde dil değişmediği için geçmişte miyiz günümüzde miyiz anlamamam. Keşke daha açık ifade edilse, en azından geçmişe dönüşlerde -miş’li zaman kullanılsa daha mı iyi olurdu ya da o kısımlarda farklı bir yazı tipi mi kullanılsaydı, bilemedim.
Bunun dışında sevdim. Hemen okunup, bitecek bir kitap.
