Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
(SPOILER İÇERİR)
Serinin dördüncü kitabını temmuzda okumuştum. Bu yüzden bazı detayları unutmuşum ama okudukça bazı şeyler hem oturdu hem de hatırladım. Bu kitapta artık işler daha da kızışıyor. Başlarda olaylar durgun geçse de ilerledikçe sürekli heyecanlı şeyler oldu. Aelin' in yaptığı planlardan bihaber olduğum için yer yer ben de Aedion kadar sinir oldum ona :D. Yani mesela Rowan ile evleniyorlar, biz bunu Aelin esir düşünce öğreniyoruz. Ama planları ile şaşırtan bir karakter. Buna alıştım sayılır :D. Onun dışında Lorcan ve Elide ikilisi bana çok samimi geldi, yazar çok alakasız bu çiftin bile yolunu kesistirmeyi başarmış tebrik ediyorum. Manon ve Dorian çifti ise bana çok gereksiz geldi, hiç duygusal bir paylaşım olmaması da beni üzdü çünkü Dorian'ı seviyorum ve daha derin bir ilişkisi olmasını isterdim. Ama Manon'ın karakter gelişimi geldiği andan bu kitaba doğru çok iyiydi. Kalbi taştan olan bir kadının daha şefkatli, daha iyi bir hale gelişini okumak hoşuma gitti. Kitabın sonu da çok heyecanlı bir yerde bitti. Aelin ve saray meclisini nelerin beklediğini çok merak ediyorum. Ama bir sonraki kitapta sanırım sadece Chaol karakterinin yaşadıklarını anlatılıyor, bu yüzden elime alasım gelmiyor. Bu kitapta birkac bölüm de Chaol'a ayrılsaydı yeterdi bence ama umarım kitabi okuduğum zaman 700 sayfalık kitabı boşa okumuş gibi hissetmem :).
Nietzsche huzurlu ve mutlu olabilmek için insanın inanması ve iman etmesi gerektiğini ama hakikatı bulmak isteyen insanların ise bu huzurdan vazgeçmeleri ve acı çekmeye mahkum olduklarını düşünür. Fakat hakikat ve sorgulama beraberinde ızdırap getirir. Kendinize şöyle sorabilirsiniz; insan inanmasına rağmen, yeteri kadar iman etmediği ve tanrısına layık olamadığı için huzursuz olamaz mı? Bundan acı çekemez mi? Bence, çekebilir fakat sizce de bu acıyı mutlu olmak için çekmiyor mu? Bu, cennet için yani sonsuz mutluluk için çekilen acı değil midir? Peki tanrısız bir insan, bir gün yok olacağını bile bile mutlu olabilir mi? İşte tam bu noktada Nazım Hikmet’in şu sözleri geliyor .
İnsan, öleceğini bile bile nasıl yaşar? Ya çıldırır ya da öleceğini unutur.
Başarılı bir inceleme metni benden çok daha iyi yapmış bir arkadaşımdan aldım.
Kitaplar için en uygun yaş 12-17 yaş arası bence. 21 yaşında olsam da yine de okuyup sevdim. Yaş konusu bence kişiye göre.
Şimdi cümlelerimi toparlayıp tek tek özet geçicem. Not: Tamamen kendi düşüncelerim. Kimseyi veya şeyi kötülemeye çalışmıyorum.
Beyza Alkoç, kitaplarını en rahat okuduğum Türk yazar. Çok akıcı bir dili var.
1. Kitap ->
Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi — Beşinci PerdeBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 20205 okunma
merhabalar! ilk defa bir inceleme paylaşacagım çünkü bazı okurların deginmedigi birkaç kısmı yazmasam gerçekten içimde kalırdı.
kitap genel olarak kötü degildi, tahmin edilmiş bir sondu evet ama çerez bir kitaptı. sevip sevmeyeceginiz biraz beklentinizle de alakalı.
ama kitapta birkaç problematik olarak sayılacak sahneler vardı. spoiler content olarak uyarı koymacagım çünkü degiller.
öncellikle, baş karakterimiz lou'nun ansel hakkında dedikleri aslında bence bayağı sorunluydu ansel 16 yaşında chass (cadı avcısı) olmaya hazırlanan biri ve baş erkek karakterimizi kışkırtmak için ansel'i öpebilecegini falan söylediginde rahatsız oldum. yani gerçekten bu sahneye ihtiyacımız var mıydı?
ikinci olarak, aseksüel diyalogu. lou sadece cadı kadınların cadı olarak kız dogurabilecegini söylediginde reid de karşılık olarak "bana aseksüellik gibi geldi." diye bir cümle kurunca bildigimden de şüphe ettim :D yazar tek cinsiyet yerine a sexual (?) olarak kelime oyunu mu yapmak istemiş -ki öyleyse başarısız olmuş- yoksa gerçekten aseksüelligin tanımını bilmiyor mu anlamadım.
onun dışında bence kitapta sorun yoktu yani baş karakterler ve yan karakterler gayet iyiydi, kurgu aşina olduklarımızdandı. her bookblogger'ın öve öve bitiremedigi bu kitap bir yerde biraz overrated kalabiliyor olabilir.
ama lou ve reid'in ikili diyalogları ve sahneleri çok güzeldi diyebilirim. yazarın betimlemeleri yazdıgı dönemin dokusunu yansıtmıştı bence.
ikinci kitap kan ve bal'ın puanı goodreads'ta da burada da daha düşük bu nedenle biraz çekingenim kitaba karşı ama onu da okuyacagım umarım bende ters teper
okuyacak olanlara iyi okumalar!
Şaka gibi :)
Bukowski hayranı olarak bir çok otobiyografisini okumuş olsam da bu eser hepsine taş çıkarır. Ve sadece 4 tl :) Günümüzde bu fiyata böyle dolu bir eser bulmak inanın çok zor bence :D
Dediğim gibi aslında Bukowski'nin hayat hikayesini bilsem de bu kitapta görsellikle de zenginleştirilmiş ve bilmediğim 2-3 bilgi daha yeniden öğrenmiştim.
Mesela barlar hayatını anlattığı filmini "BARFLY" diye bir seneryo yazdığını burdan öğrenip direk yeni bir sekme açıp izlemeye koyuldum. Filmin bir kısmında kendisini de gördüğümüzü söyleyeyim de içimde kalmasın :) . Tam bir heyecan hülyası :)
He birde.. :) Tutamıyorum kendimi bunu yazarken :D
Çok sarhoşken bir erkekle yanlışlıkla anal yapmış. Altına da not düşmüş yiğidom :D
" İBNELERDEN HOŞLANMAM"
Gerçekten bir kesim için Bukowski sapık, azgın, havare, soytarı gibi gözükse de onu yalnızca hayatın zemberiğinden geçmiş olanlar anlar. Bukowski de zaten bunu istememiş mi? Beni sadece ben gibi olanlar anlasın. Diğerleriyle işim yok diye.
Bukowski sevenlerin hepsine sesleniyorum. Bu eseri diğer kitapların yanında muhakkak bulunmalı. Şimdiden iyi okumalar :)
Selfie
Tek kelime ile B a y ı l d ı m. Bir kayığa binmişim de suyun akıntısına kapılmışım gibi mükemmel bir akıcılıkta bir çırpıda okudum. Sosyal medya doğru kullanılmadığı takdirde gerçekten bizler için zararlı olabilir. Aman dikkat edelim. Kitapta epeyce sosyal medyaya atıfta bulundu. Haklıydı bence de. Kısacası okuyun diyorum. Kitapla kalın
