SENİ SEVDİM EFENDİM....
Herkes canını verecek kadar seni severken, kimseye yük olmamak için, kendi işini kendin yapışını sevdim. Başının ağrıdığını Öğrendiğimde, başımın ağrısını sevdim Kuşu ölen çocuğun evine taziyeye gittiğinde, Anne ve yavru köpekler için koskoca ordunun yolunu değiştirdiğinde, merhameti sevdim, hayvanları sevdim.."Benim çocuğum yok, ardımdan
Yaşam
Öldüğümüzde ne olacağız abla? Bakışlarımı dalgınlığımdan kurtarıp sordum, Anlamadım ayşe? Öldüğümüzde diyorum.. Ne olacağız? Hüzün dolu bir merakla başını hafifçe kırıp sorduğu bu soru, ben de aynı yanıtsızlığı barındırsada onun zihnindeki soruları dik tutabilmek amacıyla, derin bir nefesle cevapladım.. Meslek gibi oldu sorun.. Terfiside
Reklam
✔️İlkokula başlamadan, okumayı öğrendiğim günden beri okuyorum (cümleler aynı olunca da beni rahatsız ediyor, lakin durum bu🙈) Okuma alışkanlığımın ya da genel olarak okurluğun tam bir formülü olduğunu düşünmüyorum. Şayet öyle olsaydı, her veli toplantısında “siz çocuğunuzun yanında okuyun, örnek olun özendirin” düsturu, benim evladımda iş
NEREDEN BİLECEKSİNİZ!
(Şubat Ayı Öykü Etkinliği) Taş çatlasın otuz beş yaşındayımdır. Camekandan öyle gözüküyor. Erken yıpranmış bir genç veya kendine iyi bakmış bir orta yaşlı olma ihtimalim de var. Yakışıklı değilim. İnsanın kendisine çirkin demesi öyle kolay değil de işte karanlığım biraz çirkinim. Bir şiirdendi sanki bu. Şiir falan hatırlıyorum.
Ofiste Aşk Acısı Çekmek Kurumsal Kimliği Zedeler :)
Bak küçük kız, sen şimdi ona küsmekle dünyaya küsüyorsun. Sana verdiğim tüm kitapları geri getiriyorsun hiç bir şey söylemeden. Ona küsmekle hayata küsmeyi eş değer tutuyorsun. Kitaplara küsülmez demedim mi ben sana kaç kere ? İnsan insanın acısını alır sanıyoruz da ondan yanılıyoruz. İnsanın acısını kitap alır.. Ben sana demedim mi bir insanın
Uzatmadan Pat diye konuya gireceğim. Sosyal medyada paylaşılalan acı yüklü hiç bir anlam derinliği olmayan şeylerden ben çok sıkıldım. Derdi olmayanı dertli, acısı olmayanı acılı, travması olmayını travmalı gösteren bir mecra haline gelmeye başladı. Ve bizlerde kendimize ait bir hikayemizin, bir fikrimizin olduğunu unutup "benim acım bu, benim derdim bu, benim çok travmatik bir hayatım var..." Gibi cümleler kurmaya başladık. Yoldan geçen birine sorsan muhakkak düşünüp bir tramvasını bulacak. Yanlış anlaşılmasın, derdin, acının vs. Varlığını inkar etmiyorum evet var ama çözüm odaklı düşünmüyorsak bu kadar zihnimizde evirp çevirip deşelemeye gerek olduğunu düşünmüyorum. Ya da herkesin bir acısı bir derdi bir tramvası olmak zorunda değil, acaba benim derdim ne diye düşünmeyi de doğru bulmuyorum. Öyle işte. karşıma çıkan ve herkesin evet öyle diye onayladığı Bazı acı yüklü, daha doğrusu afil yüklü cümlelere denk gelip bunu yazmak istedim. Rica ediyorum kendinize ait bir fikrinizin olduğunu unutmayın. O kadar uyuşmuşuz ki sosyal medyada okuduğumuz her şeyi pat diye kabul eder hale geldik... EK✍🏻
Reklam
72 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.