Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

A. Bergüząr

A. Bergüząr
@berguzaar
Die Zeit lässt alle Dinge reifen.
179 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
Babaannem okuma yazma bilmezdi. Hiç okula gitmemişti. „Bizim zamanımızda okul yoktu“ derdi hep. Okula gitmemenin eksikliğini pek de hissetmemişti. Ama çok iyi bir okuyucuydu. Toprağı, suyu, gökyüzünü, bitkileri çok iyi okur, onlardan derin derin anlamlar çıkarır, varoluşuyla bunlar arasında kuvvetli bağlar kurardı. Çoğu zaman yaratıcısyla meşguldü. Yemek yaparken, tarlada çalışırken, hamur yoğururken, yayıkta sütten yağ çikarırken düşünceleri döner dolaşır, yaratıcının büyüklüğüyle noktalanırdı. Gündelik işlerini yaparken bile, asıl meşgul olduğu, Yaratıcıyı bilmek ve tanımaktı. Nietzsche’nin davranışlarından çıkardığı sonuç ise, kendi büyüklüğü olurdu.
Reklam
Çocuğunuuz yeni bir arkadaşla oyuna dalmışken ondan sizin için bir şey yapmasını istemeyin, bir şey isteyeceğiniz zaman mutlaka süre verin. Bu süre oyunun tahmini bitiş süresi olsun. Eğer süreyi ayarlamakta zorlanırsanız, çocuğunuza oyunun ne zaman biteceğini sorun. „Aliciğim, son 1 dakika! Son kez kaydırak mı istersin salıncak mı?“ „Gitme zamanı. Arabamıza koşarak mı gidelim zıplayarak mı?“ (Eğlenceli vazgeçirme!)
Çocukların sorunlarını hemen üstlenmeyin!  „Dışarı çıkarken kazağını giyin!“ yerine „Dışarı çıkarken kazağını giymek mi yoksa eline mi almak istersin?“ „Banyo zamanı haydi banyoya!“ yerine „Banyo yaparken şampuanını mı, yoksa güzel kokan sabununu mu kullanmak istersin?“ „Uyku zamanı, haydi yatağa!“ yerine „Uyurken yanında beyaz ayınla mı, tavşanınla mı birlikte olmak istersin?“ „Seçimini kendin yapacak mısın, yoksa senin yerine ben seçeyim mi?“ Eğer kendi seçeneği sizin onaylamadığınız bir seçenek ise, „Ama seçenekler arasında bu yok!“ der, sunduğunuz seçenekleri tekrarlar, birini seçmesini sağlarsınız.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kurallar ve sınırlar, zannedildiği gibi, çocukları incitmez. Kendilerine değer verildiği için sınır konduğunu bilirler.
Çocuklarınız, onaylamadığınız davranışları sık tekrarladıları zaman bundan hoşlanmadığınızı, devam etmesi halinde bazı yaptırımlar uygulayacağımızı belli etmemiz gerekir. Bunun da en kolay ve en etkili yolu, hatalı davranışların bir listesini yapıp herkesin göreceği bir yere, mesela buzdolabının kapağına yapıştırmaktır. Liste hazırlamadan önce aile toplantısı yapılmalı, olumsuz davranışların neden istenmediği, yasakların ve kuralların herkesin faydasına olduğu açıklanmalı, bu konuda çocukların görüşü alınmalıdır. İstenmeyen olumsuz davranışlar: Kavga etmek, birbirinin canını acıtmak Sabah yataktan zamanında kalkmamak Okul servisine zamanında yetişmemek Başkasının malına zarar vermek Anneye, babaya, aile büyüklerine saygısızlık ve küstahlık yapmak Ödevini zamanında yapmamak Yatağa zamanında gitmemek Yalan söylemek Verdiği sözde durmamak Kahvaltıya zamanında gelmemek „Kuralı bozan sonucuna katlanır!“ denip ceza verilmelidir.
Reklam
Çocuk aslında „yapma!“ dediğiniz şeyi yaparken veya koyduğunuz kuralı çiğnerken niyeti sizi kızdırmak ve çileden çıkarmak değildir. Yapma dediğiniz davranışın veya uymasını istediğiniz kuralın sizin için ne kadar önemli olduğunu, bu konuda taviz verip veremeyeceğinizi test etmektedir.
Çocukların hata yapabileceklerini önceden kabullenip buna hazırlıklı olmamız gerekir. Çocuklarda „deneme-yanılma“ çok etkili bir öğrenme aracıdır. Bunu kabullendiğimiz zaman çocuğun hata yapmasını normal karşılar, „deneme-yanılma“ yoluyla bundan ders çıkarmasına fırsat tanımış oluruz. Çocuğun hata yapmasına izin vermez, devamlı koruyup kollar, onun adına sorumluluk alırsak, hatalı davranışın sebep ve sonuçlarını düşünmesine ve bundan ders çıkarmasına fırsat vermemiş oluruz. Çocuklar yaratılışta sorumluluk almaya ve kendi işlerini kendileri görmeye yatkındır.
Sınırlar, onaylanan davranışları tanımlayan, çocuğa hatalı davranışlarını düzeltme fırsatı veren eğitici bir etkiye sahiptir.
Hülasa olarak şunu söyleyebiliriz ki, Peygamber aleyhisselam adına hadis uyduranlar, muhaddislerin azimli çabaları sonunda tanınmış, icad ettikleri sözler de mevzuat kitaplarında toplanmıştır. Bununla beraber onlardan gelecek tehlikenin tamamen ortadan kalktığı söylenemez; çünkü manasının doğruluğu ve İslam prensiplerine uygunluğu sebebiyle hadis diye meşhur olmuş pek çok uydurma haber, bugün bile dillerde dolaşmakta ve bazı kitaplarda yer almış bulunmaktadır. Bahis konusu tehlikeden tamamen emin olmak için, hadis olduğu kat’i surette bilinmeyen sözlerin güvenilir hadis kitaplarında bulunup bulunmadığını tahkik etmekten başka çıkar yol yoktur.
Sayfa 208
Dinde –bilmeden- bir tahrîf yapabileceği endişesiyle hadîs rivâyetinde son derece titiz ve uyanık davranan sahâbilerden biri de Abdullâh bin Mes’ûd’dur. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellemden bir hadîs rivâyet edeceği zamân, boyun damarları şişer, terler ve gözlerinden yaşlar akardı. Bu meselede aşırı bir dikkat ve titizlik gösteren sahâbilerin başında Ömer radıyallâhu anh gelir. Nitekim hadîslerin bizzat din olduğunu göz önüne alan Hz. Ebûbekir, bir hadîsin sıhhatine delîl istemek husûsunda Ömer radıyallâhu anh gibi davranmıştı. Hz. Osmân da bu mevzûda selefleri gibi davranmıştı. Hadîsleri kabul etmedeki husûsî metodu ile Hz. Ali dikkati çekmektedir. Peygamber aleyhisselâmın söylemediği bir sözü ona nisbet etmektense, gökten yere düşmeyi tercih ettiğini söyleyen Ali, Rasûlullâhtan bizzat duymadığı hadîsleri rivâyet edenlere yemîn ettirirdi.
Reklam
Seven birinin gönlünden kopup gelen sevgi dolu sesin, aşk çiçekleri taşıyan bir bakışın uysallaştıramadığı insan yoktur. Anlayış ve ilgiye muhtaç olan kimse, gösterdiğmiz ilgi ve yakınlığa rağmen yine de yumuşama işareti göstermiyorsa, daha fazla üzerine gitmemek gerekir. Çünkü bu durumda ya bizim ilgimizde beklenen sıcaklık yoktur, ya da karşımızdaki kimse ağır bir sıkıntı altındadır. Eğer öyleyse derdin çözümünü zaman denilen büyük tabîbe bırakmak gerekecektir. Zamânın sunacağı şifâ, bizim gösterdiğimiz anlayışla birleşince çok geçmeden etkisini gösterecektir.
Hayatta bir kalbin yalnız başına taşıyamayacağı dertler, sıkıntılar vardır. Bazen dayanılması mümkün olmayan, zavallı bir kalbi korkunç ağırlığı ile ezip sıkıştıran dağ gibi dertler, sevilen biri ile paylaşıldığında, azalır ve hatta yok olup gider. Sevdiğimiz insanın güzel bir yorumu ve hoş tesellisi ile o sıkıntılar büsbütün kaybolur. İnsanın dert ortağı da hayât arkadaşı olmalıdır. Sırlarını yabancılara değil, ona anlatmalı, teselliyi ondan beklemelidir.
Kadın ve erkek hayâtlarını birleştirince, ilahî kudret onları birbirine yaklaştıracak, gönüllerini birbirine kaynaştıracak, böylece birbirlerini koruyup esirgeme duyguları gelişecek ve ilâhî rahmetin bereketli ikliminde sevgi çiçekleri açacaktır.
·
Puan vermedi
Toplam 5 kısımdan oluşan zekat hakkında temel bilgilerin derlendiği cep boy bir kılavuz niteliğinde olan ufak bir kitapçık. Birinci kısımda zekatın ehemmiyeti ve faidesi ele alınarak toplumdaki fakir zengin dengesinin önemine değinilmiş ve zekatın gerek bireysel gerekse içtimai olarak bir takım faydaları zikredilmiş. İkinci kısımda ise zekat ne demektir, zekatın hükmü, sebebi, şartı, haceti asliyye, zekatta vekalet gibi konular izah edilmiş. Üçüncü kısımda hangi mallardan zekat verileceği, nakit paralarla altın ve gümüşün zekatı, ticaret mallarının zekatı, alacak zekatı, hayvanların zeati, zekatı farz olmayan mallar, arazi mahsullerinin zekatı, ehliyet, mahalliyet konuları hakkında temel bilgi verilmiş. Dördüncü kısımda zekatın tahsil şekli açıklanmış kısaca. Ve son kısımda da zekat verilecek yerler, ve kişilere dair fakir ve miskin, amil, müellefei kulüb, borçlular, yolcu, köle, allah yolunda bulunanlar şeklindeki ayette zikri geçen zekatın verilebileceği 7 kişi hakkında bilgi verilmiş. Ve bunun yanınd da zekat verilmeyecek yerler ile sadak-ı fıtr konularına ds değinilerek ufak çapta fakat avam için temel bilgi olarak yeterli bir el kitabı oluşturulmuş.
Zekât Ve Verileceği Yerler
Zekât Ve Verileceği YerlerEbul-Hasan Ahmed Hamedani · FAZİLET NEŞRİYAT · 013 okunma
Birey, duyguları zarara uğradıkça hızlanır. Biyolojik ritim bozulur. Fizyolojik hızlanma, acelecilik; içsel hızlanma ise telaş olarak dışa yansır. İç telaşı yüksek, aceleciliği belirgin bir kişinin duygularını yönetmesi neredeyse imkansızdır. Duygular, ancak sağlıklı bir biyolojik ritme eriştiğinde yönetilebilir.
2.169 öğeden 2.101 ile 2.115 arasındakiler gösteriliyor.