Tarihi yaşayan bir şey haline getirmeye gerek yok. Tarih zaten yaşayan bir şey, tarih biziz. Siyasetçiler, krallar ve kraliçeler değil. Tarih herkestir. Her şeydir. Şu kahvedir. Kapitalizmin, imparatorluğun, köleliğin tarihini sadece kahveden söz ederek bile anlatabilirsiniz. Burada oturup kağıt bardaklardan kahve yudumlayabilin diye dökülmüş kan ve çekilmiş sefalet akla ziyandır.
İnsanın ya kendinden kaçmak ya da kendini bulmak için okuduğunu söylerler, ben ikisi arasında bir fark göremiyorum. Kaçarken kendimizi buluruz. Bulunduğumuz yerde değil, gitmek istediğimiz yerdeyizdir.
Ben ona, sıkıntılı güz günleri içinde
Yedi renkli yaz yağmurları dilemiştim
Ben ona, gittikçe soğuyan zamanlarda
Sıcak bir sığınak olayım demiştim
Ben ona, sabah olamasam da
Dingin bir ikindiüstü olayım istemiştim
Ben ona, sevgi bir büyük deniz
Ömür bir köpüktür demiştim dalgaların ucunda