Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam, seni özlediğim içindir. Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni, seni özlediğim içindir. Yaşıyorsam; içimde umut varsa, yine seni özlediğim içindir.
Seni bunca özlemesem, bunca sevemezdim ki
Son tutucu devlet adamı beşinci Lansdowne Markisi’ydi ve Marki, The Times’a; Birinci Dünya Savaşı'na, on sekizinci yüzyılın çoğu savaşında olduğu gibi bir uzlaşma ile son verilmesi gerektiğini öneren bir mektup yazdığında, bir zamanlar tutucu olan gazetenin yayıncısı mektubu yayınlamayı reddetti. Milliyetçi köktenciler yapacaklarını yaptılar, sonuçlarını hepimiz biliyoruz; Bolşevizm, Faşizm, enflasyon, çöküntü, Hitler, ikinci Dünya Savaşı, Avrupa'nın harabeye çevrilişi ve evrensel açlık dışındaki bütün yıkımlar.
Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
Seni özlediğim içindir.
Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
Seni özlediğim içindir.
Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
Yine seni özlediğim içindir.
Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!
BEŞİNCİ MEKTUP
Ayrılık diye bir şey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
Uyanmış olmalısın.
Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
Öyleyse ayrılmadık.
Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.
Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.
Önce
Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
Seni özlediğim içindir.
Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
Seni özlediğim içindir.
Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
Yine seni özlediğim içindir.