Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bereket versin düşmanıma kemliğim dokunmaz. Dostuma bir yararlılığım, karşıma gelince kusurlarını saymak olur. Bu da onu dostluğuma pişman eder. Buna sonuna kadar dayanan bir iki ahbab kaldı. Allah onlarla encamımızı hayır eyleye!
Sayfa 204 - Fuad Şemsi Bey'in Hasan Basri Çantay'a yazdığı mektubundan.
şöyle diyebildiğimiz dostlarımızın sayısı bol olsun...
Seninle bir kafadaydık, Huda içün, Hak içün
Sayfa 204 - Fuad Şemsi Bey'in Akif için yazdığı şiirden bir kıt'a.
Reklam
Akif'in "fikir ve dava adamı" kimliği, sadece şair kimliğini değil, çağının bir müşahidi olarak değerini de gölgede bırakmıştır. Şiirlerinden kullanılabilecek beyit ve mısralar seçilmiş, Safahat'ın çarpıcı gözlemleri yansıtan zenginlikleri, mizahı ve ironisi genellikle gözden kaçırılmıştır. Âkif muhalifleri de öyle! Dünya görüşüne karşı oldukları için sanatkârlığını yok saydıkları Âkif'i asla anlamaya çalışmamışlardır. Safahat'ı dikkatle okuyanlar, onun başlı başına bir dünya olduğunu iyi bilirler. Yirminci yüzyıl başlarındaki Türk ve İslâm dünyasını tanımak ve Türkçe'nin tadına varmak isteyen herkes Safahat okumalıdır. Şiir de vardır bu kitapta, fikir de; tiyatro da vardır, tuluat da; fotoğraf da vardır, karikatür de; mizah da vardır, gözyaşı da...
Sayfa 162Kitabı okudu
Dede
Hakikî mânâsında bir dindar olan Hammâmîzâde İsmail Dede Efendi'yi tavaf sırasında hep bir ağızdan söylenen "Lebbeyk! Allahümme lebbeyk” nidaları derinden etkileyecek ve Kâbe'yi için için ağlayarak tavaf eden büyük bestekâr, duygularını son derece güzel ve hüzünlü bir ilâhi ile terennüm edecektir. Sözleri Derviş Yunus'a ait olan bu Şehnaz ilâhi, Dede'nin son eseridir: Yürük değirmenler gibi dönerler El ele vermişler Hakk'a giderler Gönül Kâbesi'ni tavaf ederler Muhammed'in kûsu çalınır bunda Ol sultânın demi sürülür bunda Dede, Hac farizasını yerine getirdikten sonra, o sırada Hicaz'da salgın olan koleraya yakalanarak Mina'da eskilerin tabiriyle "irtihâl-i dâr-ı beka” etti. Milâdî takvim 29 Kasım 1846'yı gösteriyordu. Hicrî takvimde ise günlerden 10 Zilhicce'ydi. Yani Kurban Bayramı'nın birinci günü, yani doğduğu gün! Hammâmizâde İsmail Dede Efendi, bu dünyaya da, öteki dünyaya da Kurban Bayramı'nın birinci günü doğdu. Ancak fani bedeni, Medine'nin ünlü Cennetü'l-baki mezarlığında rivayete göre Peygamberimizin sevgili eşi Hazreti Hatice'nin ayak ucunda yatıyor.
Sayfa 129 - Kapı Yayınları, 6. Baskı,Kitabı okudu
"Buluşmalardan birinde Nazif, Cenab'a "Âkif sana çattıktan sonra onu nasıl affettin?" diye sorar. Cenab'ın cevabı şaşırtıcıdır: "Âkif bir Çanakkale daha yazsın, isterse on defa daha küfretsin!"
Sayfa 106Kitabı okudu
"Arab'ın Türk'e, Lâz'ın Çerkes'e yâhud Kürd'e Acem'in Çinli'ye rüchânı mı varmış? Nerde?"
Sayfa 106 - Mehmed Âkif ErsoyKitabı okudu
Reklam
"Nazif, sonraları çok tartışılan fikirlerinden birini de aynı yazıda "Arab bizim mürşidimiz, üstadımız, mürebbimiz, her şeyimizdir. Arab'ınkini Arab'a, Acem'inkini Acem'e iade edersek elimizde uzun kollu hırkadan başka bir şey kalmaz" diye ifade etmişti, ama Türklüğünden de asla fedakârlık etmiyor, "Ben milliyetin şan ve şevketine perestiş eden bir Türk'üm" diyordu."
Sayfa 108Kitabı okudu
Türk'ün Türk'ten başka dostu yok mudur?
"Bazı hallerde ümmet, milletten daha güçlü bir dayanışma kaynağı olabilirdi. Nitekim Trablusgarp ve Balkan felaketleri sırasında, acılarımıza Macarlar, Moğollar, Mançular vb. değil, Çin'in, Hind'in, Cava'nın, Sudan'ın ismini bile bilmediğimiz Müslüman kavimleri ortak olmuştu."
Sayfa 114Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.