Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif Bestehan

Elif Bestehan
@bestofebg
İstanbul
46 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Aslında bilgi senin gözünde her şeydir. Şu hayvanlaşmak dediğin şeyi bile kafanla istiyorsun aslında. Senin istediğin gerçekten bir hayvan olmak değil; kendi hayvansal davranışlarını kafanla izleyip bunlardan soyut bir haz, bir heyecan duymak. En kaşarlanmış entelektüellikten daha kokuşmuş bir istek seninkisi. Çünkü entelektüelliğin en kötü, en son aşamasıdır bu: Hayvansal içgüdülerine hayvansal tutkulara karşı senin şu duyduğun sözüm ona sevgi. Tutku ve içgüdüsü: Bunları istiyorsun istemesine de kafanla istiyorsun, bilinçli olarak. Her iş kafada olup bitiyor, şu kafa tasının içerisinde. Ne var ki sen gerçekten var olan şeyleri yaşamak yeteneğinden yoksunsun; bunun da bir oyun olmasını istiyorsun; ruhunun geri kalan yönlerini tutsun diye. 
Reklam
Nefret ederim kural denen şeyden. Yalnız sıradan insan sürüleri için gereklidir. Kişiliği olan adam neyse odur, bildiğini okuyabilir.
Kavga çıkarmak zorunda kalırsam özgürlüğümü bile bile yitiriyorum demektir. Belki de kavgaya tutuşup keyfimi bozacak oranda değer vermiyorum, başımdaki şapkaya.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanların çoğu bir hiçtir, anlamsız birtakım işler yapıp anlamsız birtakım sesler çıkarmaktan öte bir şey bilmezler. Ortadan olduğu gibi kalkıverseler çok daha iyi olur. Çünkü nasılsa var değiller aslında; hepsi de kuru gürültü yapan birer hiç.
Doğrusu birtakım insanları, salt bizimle bir arada bulunuyorlar diye hesaba katmakta oldum olası bir anlam görememişimdir. Onlar buradaysa benim neden umrumda olsun yani?
Reklam
Bakın, iki dünya vardır: Sözü edilmeden varolan dünyaya gerçek dünya denir; çünkü bu dünyayı görmek için sözünü etmeye hiç gerek yoktur. Öteki ise sanat dünyasıdır, bu dünyadan söz etmek gerekir; çünkü ancak sözü edildiğinde var olur.
Sanatta sağlam her gerçekdışı şey, hayatta inançlı bir gerçeklik gerektirir.
Sanat yapıtını sanat yapıtı, doğa yapıtını da doğa yapıtı yapan nedir, biliyor musunuz? Aralarındaki fark nereden gelir? Aslına bakarsanız, nergis çiçeği bir sanat yapıtı kadar güzeldir; aralarındaki fark güzellik olamaz. Nedir ikisini ayıran, bilir misiniz? Sanat yapıtı her zaman tektir. Kalıcı hiçbir şey yaratmayan doğa, yaptıklarının hiçbiri kaybolup gitmesin diye hep kendini yineler. Yığınla nergis çiçeği vardır; işte bu yüzden her birinin ömrü bir gündür. Doğa ne zaman yeni bir biçim icat etse hemen onu yineler. Deniz canavarı, başka bir denizde, kendisine benzer bir başka deniz canavarı yaşadığını bilir. Tanrı tarihte bir Neron, bir Borgia ya da bir Napoleon yarattığında, bir tanesini de kenara koyar; onu bilmeyiz, önemli değil; önemli olan, birinin başarılı olmasıdır; çünkü Tanrı, insanı; insan da sanat yapıtını yaratır.
Ama insan asla eski yaşamına dönmemeli… Benim yaşamım bir sanat yapıtına benzer; bir sanatçı asla aynı şeyi iki kez girişmez; girişiyorsa ilkinde başarılı olamamış demektir. Benim hapisten önceki yaşamım mümkün olan en büyük başarıya ulaşmıştı. Artık tamamlanmış, bitmiş bir şey o.
Hayatımın en büyük dramı nedir, biliyor musunuz? Ben bütün dehamı yaşamıma harcadım; yapıtlarıma yalnızca yeteneğimi harcadım.
Reklam
Kötülüklerin en büyüğü sığlıktır. Anlaşılan her şey doğrudur. Şunu da unutma ki, okuması sana işkence olan ne varsa yazması benim için daha büyük işkence.
Sevgiyi besleyen hayal gücüdür; hayal gücü bizi bildiklerimizden daha bilge, hissettiğimizden daha iyi, olduğumuzdan daha soylu kılar; bize “hayat“ı bir bütün olarak gösterir; başkalarını, hem gerçek hem de ideal ilişkilerinde anlamamızı yalnızca hayal gücü sağlar. Sevgiyi yalnızca güzel şeyler, incelikli düşünceler besler. Ama ”nefret”i herhangi bir şey besleyebilir.
Hayatın kritik hataları, mantıksızlığın sonucu değildir; mantıksız bir an, insan hayatının en iyi anı olabilir. Bu hatalar mantıklılığın sonucudur. Arada büyük fark vardır.
Ama “sevgi” pazarda alınıp satılan bir mal değildir, tartıya vurulmaz. Sevginin verdiği mutluluk, zihnin mutluluğu gibidir, canlı olduğunu hissetmenin mutluluğudur. Sevginin amacı sevmektir; yalnızca sevmek, sonuna kadar sevmek.
Şairler, gençliğimizde yaşadığımız bir eve, bir bahçeye girdiğimizde, bir an, o çok eskideki benliğimize kavuştuğumuzu iddia ederler. Bunlar son derece tehlikeli ziyaretlerdir ve bunların sonucunda, elde ettiğimiz başarı kadar hayal kırıklığı da yaşarız. Çeşitli yıllara denk düşen sabit yerleri kendim içimizde bulmak daha iyidir. Büyük bir yorgunluk ve ardından güzel bir gece uykusu, bir ölçüde bunu sağlayabilir bize. En azından bunlar, iç monologu -kendisi hiç kesilmediği hallerde- bir gün öncesinden hiçbir yansımanın, hiçbir hafıza ışıltısının aydınlatmadığı, uykunun en dipteki, en karanlık dehlizlerine bizi indirmek için bedenimizin toprağını, özünü öyle iyi karıştırırlar ki, kaslarımızın içine daldığı, dallanıp budaklanarak taze hayatı emdiği yerde, çocukluğumuzun bahçesini buldururlar bize. Bu bahçeyi tekrar görmek için seyahate gerek yoktur; onu bulmak için derine inmek gerekir. Toprağın üstünü kaplayan şey artık üzerinde değil, altındadır; ölü bir şehri ziyaret etmek için yolculuk yeterli değildir, kazı yapılması gerekir. Yine de, kimi kaçak ve beklenmedik izlenimlerin bizi geçmişe bu organik çözülmeden çok daha başarıyla, daha kesin bir doğrulukla, daha hafif, daha maddesiz, daha baş döndürücü, daha etkili, daha ölümsüz bir uçuşla götürdüğünü ileride göreceğiz.
Sayfa 81 - YKYKitabı okudu
132 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.