Bitiş kitabımızdı. İlk ciltten son cilde kadar Poyraz ve Zehra’nın kara sevdasını işlerken düğünlerini bir paragrafla geçmesi, Musa Kazım Ağaefendi ile Melek Hatunun aşkını ön plana çıkarması ile benim beklentimi karşılamadı..Hikaye o kadar gerçekçi, kahramanlar o kadar yalın ve samimi ki bir hayal ürünü değil de gerçekten yaşanmış olaylar, var olan kişiler gözüyle bakıyorum..Sanki o insanlar benim görmediğim gitmediğim ama çok uzaklarda var olan o adada yaşamaktalar, aşkları gerçek acıları gerçek. Tarihimizin büyük olaylarından mübadele.! İnsan odaklı düşünmemiştik hiç ders kitaplarında konuyu işlerken.. Bin yıllık toprağını, evini, işini, babanın, dedenin mezarını bırakıp gitmenin ne demek olduğunu düşünmemiş, hissetmeye çalışmamıştık ama bu kitapla çok iyi hissettim.. Zavallı Rum insanlar ne Yunan ne Türk sayıldınız ama insanlığınız, arkadaşlığınız komşuluğumuz ustalığınızla yıllardan beri anılmaktasınız. Güzel bir noktaya parmak basıp geçmişe ışık tuttun usta yazar Kitap bana çok şey kattı kendim yaşamış gibi hafızamda taptaze herşey. En ince kitap son kitaptı ama bu hikayeden kopmak ve bitirmek istemediğim için çok geç bitirebildim. O güzel insanlar güzel sayfaların arasında ve aklımın köşesinde yaşamaya devam edecekler..