"Kullanılan sözcük sayılarının azaldığının idrakindeydim," dedi Kadızade, mazeret beyan eder gibi, "Belki de, dile ilişkin kaygılarımız Türkçe-Osmanlıca tartışmalarıyla sınırlı kaldığından afaziye uyanamadık. Kelimelerin sesli/yazılı şekilleriyle uğraşıyorduk. Beyinlerimize ulaşıp ulaşmadıkları üzerinde düşünmek aklımıza gelmedi. Düşünce içeriklerinin korunup korunamadığının üzerinde de düşünemedik."
"İdeolojik kavganın idrakindeyiz," dedi Danışman, "Anlaması zor olan, meselâ, neden 'önemli' ve 'mühim' kelimelerinin her ikisini de kullanmamış, Latin harflerinin yanı sıra Arap harflerini de öğretmemiş olduğunuz. Onu yapsaydınız, tek sorununuz çeviri olurdu."
"Düşünemedik," dedi Kadızade yine "Haklısınız, ilim mi, bilim mi münakaşalarına gömüldük, her ikisinden de olduk. Kavramın kendisi, karşılığı olmayan bir sesten, bir şekilden ibaret kaldı"
''O halde gel sende 'Ben biliyorum' iddiasından vazgeç. Bu kudrete ve nura boyun kes, ben hakkıyla bilemedim diyerek melekler katına yüksel. İşte o zaman meleklere aşikare görünen, senin ruhunda da ayan beyan görünür. ''
Şikayetim var arkadaş... Rahatsızlık duyuyorum! 1000kitap'a giripte alıntılara bakmak istediğimde sayfalar dolusunca aynı okurun alıntılarını görmekten son derece rahatsızlık duyuyorum.. Takip ettiğim okurların paylaştıklarını zaten anasayfamda görebiliyorum, fakat takip etmediğim okurların paylaştıklarını iletiler http://1000kitap.com/iletiler ve
Bir Fincan Kahve , En Sevdiğin Kitap ve Teoman ...
Bu Şehir Kendi Kıyılarına Vuruyor
Son Baharda Fırtınada
Bu Yara Ayan Beyan Kanıyor
Bir Kıvılcımınla Yanıyor
Bir Sigara içimi Uzağında
Kalbim Kısılı Bir Kuşun Tuzağında
Hatırlar Yanıyor Onlar Da
Bu Up Uzun Yaz Sıcağında
Denize Batsın Güneş Bu ıssız Adada
Şimdi Atsam Kendimi Çıkarırlar Galatada
Söktüm Attım Kalbimi Boğulsun Dalgada
Sonumu Bekliyorum Sardunyalar Arasında
Vurdum Kendimi Dört Bir Yanına
Denize Baktım Kalpazankaya da
Şiirler Yazıyorum Sana Hala
Şişeye Koyup Salıyorum Dulara ...