Okurlar olarak hepimizin zihninde iyi bir kitap nedir sorusunun birden fazla cevabı var.
Bazılarımız hızlı okunan kitapları iyi bir kitap olarak niteliyor: “Aktı gitti resmen, elime aldığım gibi bitirdim!”
Bazılarımız ise tam tersine zor kitapların iyi kitap olduğunu iddia ediyor. Büyük bir çoğunluk çok satanların, yine ezici bir çoğunluk ise
Bu siteyi yaklaşık 3.5 senedir severek kullanıyorum. Bunun sebebi de diğer sosyal medya uygulamalarına benzemiyor olmasıydı. Yani Facebook gibi morukların ilişki peşinde koşmadığı, Twitter gibi ergen isyanlarının olmadığı ve İnstagram gibi anı yaşamaktan habersiz özel hayat nedir kavramını insana sorgulatan bir uygulama olmadığı için kullanmak
Zeyneb Öztürk Hanım böyle güzel bir etkinlik düşünmüş ve bu konuda organize etmemizi istedi, değer verdiğimiz saygı duyduğumuz bir hocamız,kıramadık öncelikle çok teşekkür ediyorum Allah ebeden razı olsun:))
Şu şekilde bir kıstas belirledim,
1- Önce okuyacağımız Kur'an mealini
Samuel Beckett . 1928-1930 yılları arasında İngilizce okutmanlığı yapıyor ve eserlerini İngilizce yazmaya başlıyor. Ardından aynı kolejde Fransızca okutmanlığı yapmaya devam ediyor. 1945’ten sonra eserlerini Fransızca yazmaya
Adı: Kuranı Kerim. Lakabı: Mecid.
Lisanı: Arapça. Nüzul zamanı: 27 Ramazan , Fil senesinin kırkıncı yılı. Nüzul mekanı: Mekke, Medine, Hira mağarası.Nazil eden: Allah'u Teala .Vahiy meleği: Hz. Cebrail
Vahyi alan: Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve alihi vesellem. Vahiy sayısı: 24 bin defa
Nazil olma müddeti: 23 yıl
İlk nazil olan ayet:
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Okuyalı epey zaman oldu. Açıkçası bu kitabı incelemek isteği bu sitedeki incelemeleri okuyunca oluştu. İnceleyenlerin birçoğu uzun uzun açıklamak, örnekler vermek, neden desteklediğini anlatmak yerine adeta Muazzez Hanım’ın fanı gibi okunmalı, mükemmel şeklinde yorumlar yapıyor. O kadar garip, şişirilmiş inceleme
Üç beş beylik laf edeceğim. Üniversitede bir felsefe hocam vardı. Derste benim bir fikrim var, dediğimiz vakit hep şunu söylerdi: "Kaç kitap, kaç makale, kaç tez, kaç bildiri okudunuz da fikriniz var? Fikir oluşumu için zihninizde ne birikiminiz var?" Okumayı hiç sevmeyen beni yola sokan olaylardan biri olmuştur, bu cümleler. Kitap da
Buradaki 1000. kitabım.
Beni anlatan bir roman varsa işte o Cengiz Han'a Küsen Bulut'tur. Çünkü ben de coğrafya öğretmeni Abutalip Kuttubayev'im; onun kadar mazlum onun kadar kırgınım...
Cengiz Han'a Küsen Bulut, Gün Olur Asra Bedel'in uzantısıdır. Orada akıbetini bilemediğimiz öğretmen Abutalip Kuttubayev'in hikayesini Cengiz Han'a Küsen Bulut'ta görüyoruz. Ben Cengiz Han'a Küsen Bulut'u yıllar önce okumuştum. Bir de geçen yaz tekrar okudum; ikincisi çok daha manidardı.
Ayrıca bu sitede okuduğumu beyan ettiğim 1000. kitap olmasını özellikle ayarladım.
Büyük Aytmatov, totaliter sistemleri haklı olarak yerin dibine sokarken ustalığını konuşturmuştur. Şahane bir sistem eleştirisidir. Gün Olur Asra Bedel'den sonra mutlaka okunmalı çünkü bir insan hakları beyannamesi adeta...
- İpucu içerir -
Mesleğinde terfi etmek için kendine vazife arayan KGB ajanı 'akdoğan bakışlı' Tansıkbayev aradığı kurbanı Sarı Özek'te bulur. Öğretmen Kuttubayev'i uydurduğu bir terör örgütüne üye olmakla suçlar ve tutuklar. Çünkü totaliter sistemlerde devlet bir sobadır, o ateş sürekli yanmalıdır ve odunlar da insandır. Kuttubayev, Kırgız halk destan ve masallarını derlemektedir. Orada geçen efsanelerden biri de Batı seferi sırasında Cengiz Han'ın üstünden hiç ayrılmayan ama diktatör Han'ın verdiği insanlık dışı bir ceza sonucu onu terk eden bulut efsanesidir.