Bahar dediğin de ne
Bulutun içinde kaybolan kuş
Cihetsiz serçe sesleri
Duman ve buğu
Atardamarda bir kitap
Aşk uğruna yaralanmış bir Karacadağlı'nın kucağımıza yıkılışı: gül
Saman çalan hırsızlar
Ateş çalanlar kıvılcım aşıranlar
Yıldızlardan gümüş kırpanlar
Ayın nurunu üleştirenler
Kaçmışlar döke döke kaçırdıklarını
Şimdi büyüdük masal sona erdi
Sona erdi güneş hikayeleri
Bilmem neyin nesidir samanyolu dedikleri
Bilmem neyin nesi
Sahaflar yanmıştı bütün kitaplar ıslanmıştı
Çınar ve mermer kuru şadırvan ve güvercin
Yanmıştı için için
Çökmüştü ufkumuza bir ateş keskin keskin
Ve bulmuştu yepyeni bir cebir yarasalar
Artık batı yok eden sayılar
Artık doğu tükenen rakamlar
Fakat bir gün gelecek
Çağırmasını bilirsen gelecektir
Doğu'yu Batı'yı bilen gelecek
Kendi cebirine çeviren gelecektir
Mekke'ye Medine'ye Şam'a
Kudüs'e Bağdat'a İstanbul'a
Semerkand'a Taşkent'e Diyarbekir'e
Yetiş Peygamber imdadı yetiş
Yetiş Allah'ın izniyle
Yetiştir erlerini
Diriliş bayraklarını taşıyan
Şehit gömleklerini peşin giymiş
Ateşten, sudan geçer gibi geçen
Allah önünde her varı yok gören
Dağların üstünde erip
Kentlere şafaklar gibi ağan
Küçük askerlerini
Gül diksinler diye yeni topraklarına
İnsanın ta gönlüne
Yetiştir erenlerini
Allah'ım
Amin...
(1969)
Kalın çamur tabaklarında
Yüzyıllık bir isyan savunması
Göl kıyısında zehir yeşili otlar
İnce, keskin ve uzun
Kendi dillerimiz kımıldar gibi
İştahlı ve başıboş
Fakat hiçbir kıyılarına özlem duymadık
Ne yalan doğduk ne suçlu aktık
Yalnız ve kaviydik açtığımız çağda
Bir başak gibi dolu
Gizli ve başımız yukarda
Bir mısra için insan kuşların nasıl uçtuğunu hissetmelidir. Küçük çiçeklerin sabahları hangi kımıldanışlarla açtığını bilmelidir. Meçhul semtlerdeki yolları, beklenmedik tesadüfleri ve uzun zamandır gelmekte olduğu görülen vedaları düşünebilmelidir.
Zengin bir hayal içinde meçhul, daima malumun en korkunç rakibidir... Ben bir şeyim, meçhul her şeydir. Fakat, unutma ki ben, varım; meçhul yoktur. O, sadece olabilir, fakat olmayabilir de!
Mümkün müdür, bütün bu insanlar, asla mevcut olmamış bir maziyi tamamen bilsinler?
Mümkün müdür; bütün hakikatler onlar için bir şey olmasın?
Mümkün müdür, hayatları boş odalardaki saat gibi her şeyden alakasını kesmiş geçsin?