Asla sıkmayan bir yapısı olmasına rağmen çok ara vererek okuduğum için keyif almakta zorlandığım bir kitap oldu. Hikayenin geçtiği dönemde yaşıyormuş hissettiğim gibi geçen yüzyıllarda ne denli farklı yaşam tarzları olabileceğini de düşündürttü. Bitirdikten sonra keşke hafızamdan silinse ve baştan okusam dediğim bir kitaptır.
İnanın 65. sayfaya çok zor geldim. Kitap sayfalarca örneklemelerle devam etti. İlk sayfalarda okuru konuya alıştırmaya çalıştığını, tüm kitleye hitap edebilmek adına bir anlatım yöntemi olabileceğini düşündüm. Sayfalar ilerledikçe bu kadar örnekten sonra konu farklı bir hipotezle nasıl incelenmez diye düşünürken en başta ortaya hiç bir hipotezin atılmadığını fark ettim (ironi). Benden bu kadar Mark Wolynn…
“ İşin doğrusu eninde sonunda insanın kendini düşünmesi gerekiyor, uysal ve iyi yürekli olanların bencillikleri zorba olanlarınkinden insaflı oluyor, o kadar. “
Bir romanı okurken, sonraki sayfayı okumak için acele etmiyorsam başarılı bir roman okuduğum söylenemez.
Gece Yarısı Kütüphanesi, başlarda biraz merak uyandırsa da sürekli aynı konunun farklıymış gibi işlenmesi ile beni hayal kırıklığına uğratan bir kitap oldu. Açıkçası hayatımın herhangi bir evresinde bu denli depresif olmayı ilke edinmediğim ve küçücük bir şeyden dahi “İYİKİLER” çıkarmayı savunduğum için bu kitabın çok gerçek dışı olduğunu söyleyebilirim.
İntiharı sık sık düşünen ya da depresif bir dönemden geçen biri için kurtarıcı ve arkadaş niteliğinde olabilir ancak benden size bir not;
Hayat bu, akrep seni sokar ve sen izin verdikçe sokacak bu onun doğası. Bundan ders çıkar ve yoluna devam et. Akrepleri değiştirmeye çalışma. Kötü şeyler yaşandı ve yaşanacak herkes hayatta kalmaya çalışıyor, gerçekçi düşün. Kendine güven ve kendini sev, o sana mutlaka yolu gösterir :)
Bu eserin Cumhuriyet döneminde büyük bir sükse yakalayarak okurunun artması beni kendine çekti. Eski Türkçe, Farsça ve Arapça, güncel hayatta kullanılmayan bir çok kelime olmasına ve yarısına kadar konu tekrarına takılması ile zor ilerlememe rağmen 8 gün içerisinde çabucak bitirdim. Sonrasında daha hızlı ilerleme katedebildim hatta bir gün 3 saat okuma ile kitabın 1/3’ini de bitirdim. Ana fikri kendi fikirlerimle uyuşmamasına rağmen anlatımı ve akıcılığı itibari ile keyifle okudum.