Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
101- Zühri diyor ki: Ebû İdris'in şöyle dediğini işittim: 'Ebû Derda'ya yetiştim ondan dinledim, Ubade b. Samit'e yetiştim on- dan dinledim, Şeddad b. Evs'e yetiştim ondan dinledim, Muaz b. Cebel'e yetişemedim ama oturduğu her mecliste şöyle dediğini haber aldım: 'Allah hakemdir, adildir, ismi ne yücedir. Onda şüphe edenler helak ol- muştur. Arkanızdan fitneler gelecek, mallar çoğalacak, Kur'ân herkesin elinde olacak. Öyleki kadın-erkek, hür-köle, küçük-büyük herkes ona ulaşabilecek. Sonra adamın biri Kur'ân'ı okuyacak ve şöyle diyecek: Ben Kur'ân'ı okudum insanlar ne diye peşimden gelmiyorlar. Kur'ân'ı okumama rağmen peşimden gelmediklerine göre başka bir şey uydurana kadar peşimden gelmeyecekler. O halde bidatlere (sonradan uydurulan şeylere) karşı dikkatli olun. Çünkü uydurulan her bidat dalalettir. İlim ve hikmet sahibi kişinin kaymasına karşı uyanık olun. Çünkü şeytan hikmet sahibi insanın sözüne dalalet bulaştırır, münafığın diliyle de hak sözü söyletebilir. Diyor ki: Dedik ki: 'Peki, biz nasıl olacak da münafığın hak söz söylediğini, şeytanın da hikmet sahibinin sözüne dalalet bulaştırdığını fark edeceğiz? dedi ki: 'Hikmetli insanın sözlerinin müteşabih olanlarından (yani ne demek istediğini tam kavrayamadığınız) uzak durun. Yani duyduğunuzda "bu da nedir? diye sorguladığınız. Ancak bu söz ondan uzak durmana sebep olmasın. Ola ki o yanlıştan vazgeçer, hakkı duyduğunda ona tabi olur. Çünkü hakkın üzerinde bir nur vardır. Ebû Davud Sünnet hd.no:4611
Sayfa 44
(Hadîka)da,­ göz ­âfet­le­ri­ni ­an­la­tır­ken­ bu­yu­ru­yor­ ki,­ (Fâsık­lar, ­bid’at­ eh­li­ sa­pık­lar ­gü­nâh ­iş­ler­ler­ken,­ mâ­ni’ ola­mı­yan­ kim­se­nin ­bun­la­ra ­bak­ma­sı,­ za­rû­ret­ olmadıkca,­ câ­iz­ de­ğil­dir. ­Bu­nun ­için,­ zulm­ ile öldürülene,­ i’dâm ­edi­le­ne,­ eziy­yet­ edi­le­ne­ bakmamalıdır.­ Zulm ­ile­ öl­mek­ ih­ti­mâ­li­ bu­lun­du­ğu­ için, ­böy­le­ cezâ­ ve­ri­lir­ken­ hiç ­bakmamalıdır. ­Ha­dîs-i­ şerîfde,­ (Bir kimse zulm ile öldürülürken, orada bulunmayınız! Orada bulunup da, kurtarmıyana la’net yağar) buyuruldu.­ Bun­dan­ an­la­şı­lı­yor­ ki, is­lâ­miy­ye­tin­ em­ri ­ile­ öl­dü­rü­lürk­en­ ve­yâ­ dö­ğü­lür­ken­ bu­lun­mak,­ bakmak­ câ­iz­ olur. Yıl­dız ­ka­yar­ken­ bak­mak­ da,­ gö­ze­ za­rar­ ver­di­ği­ için,­ câ­iz­ de­ğil­dir).
Reklam
• Selefin Dilinden Sünnete İttiba 1) İmam Ebû Hanife (r.h) dedi ki: Bilmiş ol ki öğrendiklerimiz ve öğrettiklerimizin en hayırlısı Resûlullah’ın ﷺ sünnetidir. [er-Risâle]
148 syf.
·
Puan vermedi
Dervişler Anarşistse, Müslümanlar da Komünist Midir?
Kitab'ın Konusu İlginç bir dindarlık konsepti olarak derviş/zahidler, kitabın ana konusunu oluşturmaktalar. Zahidler, ana akım alimler her ne kadar dışlayıcı yorumlarda bulunsalar da kendilerini sapkın olarak görmüyorlar. Zahid düşünüşüne göre kurtuluş yolları ana akım inanca göre sapkın görülse de kendileri için gerçeklik gösteriyor. “halk
Tanrının Kuraltanımaz Kulları
Tanrının Kuraltanımaz KullarıAhmet T. Karamustafa · Yapı Kredi Yayınları · 201694 okunma
Rasulullah ﷺ: ”İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki, avam halk Kur’ân okuyacak, ibadete kendini verecek (fakat) bid’at ehlinin işleri ile meşgul olacaklar; hissetmedikleri yerden şirke sapacaklar. Söz ve ilimleri vasıtasıyla rızık elde edecekler, dini alet ederek dünyalık edinecekler. İşte bir gözü kör deccalin avanesi bunlardır” (Râmûz-el Ehâdîs, Hadîs No: 6255)
ALLAH İÇİN SEVMEK VE ALLAH İÇİN BUĞZETMEK
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Bir kimsenin, (din) kardeşine üç günden fazla dargın kalması helâl olmaz.” Din kardeşi ile üç günden fazla küsmenin câiz olmaması, dünya işleri için darıldığı zamandır. Amma âhiret işleri için dargınlık böyle değildir. Bir kardeşiyle, bidat işlediği için yahut onu edeblendirmek maksadıyla görüşmemek
Reklam
İlmihal Dersinden Notlar
11. Ders Notları : Kandil mi kültür mü ? 🔸 Mevlid Kandili bizlere fatimilerden geliyor. İslam coğrafyasına girince sünnet - bidat tartışması başlamış. Ehli sünnetten bazıları bir daha sayarken bazıları ise bidatı hasene saymıştır, lakin doğru şeyler yapmak şartıyla. 🔸13. Yüzyılda İslam sapasağlam kalabilmiştir lakin şu anda din ve insan arasında çok kuvvetli bir bağ yoktur. 🔸 İslam'ın insanlara kesintiye uğramadan iletilmesi gereken bir süreçtir. çünkü devamlılığının sağlanması dine karşı olumlu bir tutma neden olacaktır. Örnek olarak namazı verebiliriz.
Öteden beri Birgivi’nin ve bu arada Çivizâde’nin selefi zihniyete sahip olduğu ve İbn Teymiyye’den etkilendiklerine dair dile getirilen görüşün, gerçeği yansıtmadığı bu kitabın ulaştığı bir diğer neticedir. Birgivî ile İbn Teymiyye arasında organik bir metin bağı bulunmadığı gibi, fikrî bir öykünme de tespit edilememiştir. Hatta İbn Teymiyye’nin selefi bir zihniyete sahip olmadığı kanaati, her halde çalışmanın her ne kadar XIV. asra dair bir değerlendirme olsa da en dikkat çekici parçalardan biri olmalıdır. Konuyla ilgili çalışmalarda selefi zihniyeti gündeme taşıyan unsur ise bid’at söylemi olarak gözükmektedir. Hâlbuki bid’at söyleminin daha II. Hicri asırdan itibaren, “Ehli-Sünnet” veya “Ehl-i Hakk” mensubiyeti olanlar tarafından yine Ehl-i Sünnet dairesindeki âlimlere karşı zaman zaman yakın çevre etki sahalarıyla alakalı “politik” bir silah olarak kullanıldığı gözden kaçırılmamalıdır.
Halk Neye Kızdı
Halk neye kızdı bilmiyorum ama ben nelere kızdığımı anlatmak istiyorum. İlk olarak kutuplaştırıcı söylem ve eylemlerden, nefret saçan siyasetten artık bıktığımı söyleyebilirim. Hem iktidar hem muhalefetin fanatik seçmenlerinin kendinden olmayanı düşman gibi görüp türlü iftiralar ile yaftalamasına kızıyorum. D*M partiye tamamen karşıyım ve
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri şöyle buyurmuşlardır: “Mükellef olan Müslümanlara vacip olan ilk zarûrî vazife, itikâdlarını Ehl-i Sünnet ve Cemâat âlimlerinin görüşlerine münasip şekilde tashih etmeleridir.” (c. 1, m. 193) “İtikâdın, Ehl-i Sünnet ve Cemâat Mezhebi’nin itikâd esasları üzerine olması ve bu husûsta, falan ne söylemiş, filan ne
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.