bay tekniker
@bilimdoktoru
bilim her şeydir...
tekniker
üniversite
İstanbul
15 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
İnsanın gizlisi saklısı olurmuş, ruh hali değişirmiş, bazı duygular anlatılmazmış.
Yalnızdım, ama bir kente yürüyen ordu gibiydim.
Balzac insanlarını her zaman olaylar tarafından yoğrulmaya, kaderin elinde
kil gibi şekillenmeye bırakmıştır.
Okur Takip Önerileri
Hayvanlar konuşmazlar. Giderek daha çok konuşulan, insanın itiraflara ve konuşmaya zorlandığı bir evrende yalnızca onlar sessiz kalmaktadırlar.
İnsanın özleyebileceği nihai ve en yüksek hedef, sevgidir.
Garip bir ağlama hissi uyandı Sahra da. Şöyle katıla katıla ağlasa ne güzel olurdu. Bir yanı suya aç toprak misaliydi, diğer yanı çamur batak. Aç tarafı doyasıya istiyordu bunları duymayı. Diğer tarafı ise işittiği her ayrıntıda
daha fazla bulanıyordu sanki kire pasa.
Niyazi Mısri Hazretleri ‘Varlığın mahveyleyip meydana gel; lâ
ve illâ’dan geçip merdane gel.’ buyuruyor” Genç kız, büyülenmişçesine baktığı sırada ilgilenmemeye çalıştı Yavuz ve devam etti. “Yani varlığını yok edip bu şekilde değerlendir kendini. Zihnini tüm olmazlardan ayıklayıp pirüpak hâle gelen zemine en temel gerçeği dik.”
“Tam olarak budur aslında ibadet! Kılınan namazın yapılan iyiliğin kabul olacağına inanarak mutlu, ya olmazsa diye hüzünlü. İş başvurularını düşünün! İşe alınmama olasılığınız olduğu hâlde gidip yine müracaatta bulunursunuz öyle değil mi?”
Sahra, usulca başını salladığında devam etti Yavuz.
“Ne kadar bilginiz olursa olsun imtihanlardan geçmek için hiçbir şey bilmiyormuş gibi tekrar tekrar çalışırsınız. Bilgimiz tam olsa dahi, bizden mevki olarak yüksek birisinin karşısında üzerimize çeki düzen verip tevazua bürünürüz.”
“Siz hiç hayal kurar mısınız Sahra Hanım?”
Sahra, Yavuz’un ismini hatırlayışına mı mutlu olsaydı yoksa telâffuz edişine mi? Cemal Süreya ne de güzel demişti doğrusu. “Adının ne kadar güzel olduğunu ancak sevdiğinin ağzından duyduğunda anlarsın.” Yüreği pırpır yaparken; kendisine yöneltilen soruyu düşündü. Tabii ki hayal kuruyordu. O iflah olmaz bir hayalperestti. Bir aşk filmini el ele izlemek gibi hayalleri vardı mesela.
“İşte, ne kadar değerli olursak olalım, buna kendi irademiz dâhilinde sahip olmadığımız için benlik arayışına girip büyüklenmek manasız. İnsan sadece bir gözünün şükrünü yüz yıl secdeden kalkmasa dahi eda edemezken; kibir sadece yönünü kaybetmesine sebep olur."
YavuzKitabı okudu
Der ki Allah: ‘Küntü kenzen mahfiyyen.’ yani ben gizli hazine idim bilinmek istedim.” Bakışlarını Sahra’ya değdirdiğinde dikkatle kendisine bakmakta olduğunu görünce konuyla gerçekten alakadar olduğunu anladı ve sebepsiz mutlu oldu. “Biz Allah’ı bilip onun kudretini gördükçe bu âlemde sadece zerre olduğumuzu fark ederiz. Konuşmamız, görmemiz, işitmemiz Allah’ın izniyledir.
Ol demesi yeter. Bir bakın insan bedeninin kusursuzluğuna! Nasıl muazzam öyle değil mi? Bir göz veya kulak yaratabilir miyiz?”
YavuzKitabı okudu
Sahra, anlatılandan hiçbir şey anlamadığını
hissetti. Hiçlik, varlık, yokluk, İslâm, zenginlik, ne diyordu bu
adam? Kafası büsbütün karışmıştı. Sanki gönlünden geçeni
okumuş gibi başını kaldırdı ve belli belirsiz gülümsedi Yavuz.
Üstelik kendisine. O an erime noktasına geldiğini hissetti.
Kimya bilgilerini zorladı, erimeden sonra ne geliyordu?
“Peygamberimiz bir hadisi şerifinde ‘kaldır benliğini aradan ortaya çıksın Yaradan’ diye buyurmaktadır. Yani imanın en büyük kemâlâtı insanın hiçliğini bilmesidir. Mutlak varlık
sadece Allah’ındır. İnsan kendi benliğinin hiç olduğunu bilirse hakikate kavuşur. İslâm’ın sırrını çözdüğü anda hiçliği bilir,
İslâm’ı yaşarsa kendi hiçliğini yaşar. Hakkı bilmek ve bulmak
isteyen kişi hiçliği esas alır ve dünyevi hırsları aşarak asıl zenginliği elde eder."
Yavuz, bildiği güzel şeyleri anlatmayı sever; bilgiyi paylaşmamanın cimrilik olduğunu düşünürdü. Zira şimdiye kadar
ders aldığı tüm hocaları da benzer şeyleri söylemişti. ‘Bildiklerinizle, etrafınızda bilgiye ihtiyacı olan insanları aydınlatmadığınız sürece cahilsiniz.’
“Hiç, bir makamdır. Daha doğrusu makamsızlığın makamıdır hiçlik makamı.”
Bunu beklemedi Sahra. Meraklı yanıyla atıldı hemen.
“Yani değersizlik mi kastınız?”
“Elbette ki değil!”
“Nedir peki?”
“Okunuşu tek hece ama manası çok derindir.
YavuzKitabı okudu